KUREYŞ'İN DİNDARLIĞI

Dinsiz toplum yoktur; Kureyş de dindardı. Kureyş’in dindarlığını ortaya koyan üç örnek vereceğim.

İlki, Kâbe ziyareti için zorunlu gördüğü “temiz” elbise ile tavaf; tabiî bu elbiseden kazanç/kâr elde ediyorlardı; biz de dinden, dini değer ve sembollerden kazanç elde etmiyor muyuz? Dindarlarımızın bir kısmı piyango çekerken bile bismillah diyor ve duâ etmiyor mu?!.
İkincisi, Kâbe’nin onarımı sırasında ortaya koydukları şartlar. Kureyş’in ana geçim kaynağı ticaretti; ticaret uzak mesafelerden yapıldığı için masraflı idi. Yol güvenliği için verilen paylar, kervanların masrafları, yol boyundaki riskler/tehlikeler, sermaye yetersizlikleri gibi ağır külfetler malların fiyatına yansıyor, fiyatlar katlanıyordu. Sermayesi yetersiz olanlar faizle borç alıyor; kervanın başına bir iş gelirse faiz katlanıyordu. Kabileler arası savaşlar çoğunlukla ticaret kervanlarına yapılan saldırılardan çıkıyordu. İçerde, ticarete bağlı olarak faiz de bir kazanç kapısı idi. Bir diğer kazanç kapısı da fuhuş (kadın ticareti) idi. Gasbı/hırsızlığı da buna ekleyebiliriz.
Kâbe onarılacağı zaman onarım parasının toplanması için konulan şartlar : 1) Faiz parası olmayacak. 2) Verilen para fuhuştan kazanılmış olmayacak. 3) Hırsızlık/gasp parası olmayacak = helâl-ticaret parası olacak!. Toplanan helâl para onarıma yetmediği için bugün hicr veya hatm dediğimiz yer yarım kalmış, (hicr, terkedilmiş ve yarım bırakılmış demek) tamamlanmadan açık/ta bırakılmıştır; bura/sı da Kâbe’den sayılır.
Üçüncüsü, Efendimiz (Kur'ân, Zumer, 3.) Kureyş’e dini Allah'a has kılın; neden şu putlara (Lât, Menât, Uzza, Hubel gibi) tapıyor, ibâdet ediyorsunuz diye sorduğunda : “biz o putlara, bizi Allah'a yaklaştırsın diye tapıyor, ibâdet ediyoruz.” diyorlar; Allah'a inanıyorlar ama putlardan da “şefaat” dileniyorlar.
Kureyş’in gündelik yaşamı (ticareti, siyaseti, toplumsal hayatı) dînî yaşamından ayrı değil idi,; (kendi çarpık) din/leri gündeme gelince öyle hassas davranıyorlardı ki!, ama toplumsal yapı için olmazsa olmaz olan adâlet, kişisel yapı/bütünlük için olmazsa olmaz olan ahlâk (dürüstlük, merhamet, cömertlik vb.) söz konusu olunca o kadar da hassas değillerdi. 
Kureyş’in dindarlığı ile bizim dindarlığımız arasında herhangi bibenzerlik var mı?!.
Ne dersiniz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET