ZAMİRLER
Zamir (ضمير) : Dilbilgisinde ismin yerini tutan. Bu ismin daha önce adının geçmesi şart. Etimoloji ve semiyolojide iç, öz, derun. Gizli olan, görünmeyen ama görünene yön veren. Gönül. Yürek. Akıl anlamında.
Bu zamirler : Ben. Sen. O. Biz. Siz. Onlar. İlk üç tekil; son üç çoğul.
Bu zamirlerin Kitâb’ta izini sürdüm. Size bilindik birkaç yeri = âyeti hatırlatacağım.
“İnNâ e’tayNâKe el-kevser. Fesalli li RabbiKe venhar. İnne şânieKe Hüve-l ebter.” Büyük harfler zamir. Biz = N. Sen = K. O = H. Biz Sana Kevser’i verdik. Sen de Rabbin için salât et ve kurban kes!. (= bu yolda kendini kurban/fedâ et!) Senin şânına bu yakışır, o (onlar) ebter.
Sen, o (onlar) gibi değilsin, olamazsın.
Kevser ne?!.
Bize verilen HER ŞEY. (Sağlık-sıhhat. Mal-mülk. Evlât. Akıl, ...)
(Yahudi teolog Martin Buber, ‘Ben ve Sen’i yazmıştı.) Kitâb’ta bu meseleye işaret eden konunun (tüm zamirlerini içeren/içine alan) a’lâsı var, hem de karşılıklı. “İyyâKe Na’budu ve İyyaKe Nesteîn.” (1/5) K = Sen = Allah. N = Biz = Hepimiz. “Mâ veddeKe RabbüKe ve mâ kalâ.” (93/3) Senin Rabbin Seni terk etmedi, Sana darılmadı. “Qul: Hüve Allah-u Ehad... Sen, de/söyle ki!. O (= Allah) Samed’dir.” Daha bir çook âyet.
Görünürde kim var; sen mi, O mu?!.
Kim âşikâr, kim gizli (ضمير)?!.
Kim zamir, kim isim?!.
Kim, kimin yerine kullanılıyor?!.
Kim kul/abd, kim Rab?!.
Yorumlar
Yorum Gönder