VATAN

Vatan : Kişinin yaşamına mekân olan (küçük-büyük) ev. Kişinin mikro düzeyde evi (vatanı) bedeni; sonra anası; sonra ailesi; sonra ülkesi; sonra dünya; sonra da...

Vatan korunmazsa, kişi yersiz-yurtsuz kalır. “Dünyada mekân, âhirette iman.” demişler; öyle ya da böyle kişiye burada da ötede de bir mekân lâzım; ötedeki mekân (vatan) imana veya imansızlığa bağlı.

Vatansızlık, huzursuzluktur; vatanda huzur aranır. Vatandaki huzur, ya içerdeki ya da dışarıdaki saldırılarla bozulur. İçerde birlik-beraberlik olursa, dış saldırılar çok kolay bertaraf edilir.

İç saldırı : Küçük ölçekte : şeytanî nefsin vesveseleri veya kışkırtmaları. Buna Efendimiz büyük cihat demişti. Orta ölçekte : ana-babaya isyan, ailede huzursuzluk. Büyük ölçekte de kurulu düzene isyan ve iç savaş şeklinde olur.

İnsanın kendi bedeninin içi (= duygu ve düşünceleri) ile evi (= ailesi); ailedeki düzeni/dini ile toplumdaki düzeni/dini (devletin kurduğu düzen/din) uyuşuyorsa, o vatanda (evde, yurtta/ülkede) huzur olur; uyuşmuyorsa, o vatanda (evde, yurtta/ülkede) huzur bozulur.

Pekiî, kişinin kendinin, aile üyelerinin (ana-baba ve kardeşlerin), toplumun (devletin) ve tüm insanların (insanlığın) huzurlu olması ve bu dünyanın (âlemin) herkese ortak vatan olması nasıl mümkün olur?!.

Ortak Rabbe, âlemlerin Rabbine = Allah’a itaatle = “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” demekle.

Bunu her düzeyde sağlayacak olan, kişideki bu imandır. İman sakatlanırsa = imana şirk bulaşırsa, önce kişi kendi içinde/nefsinde (= ilâhehu hevâ); sonra, aile içinde (aile-içi çatışma, atalara tapma/atalar kültü, ataları yarıştırma); sonra, ülke içinde (iç isyan veya iç savaş/iktidar savaşları); sonra da ülkeler arasında (dış savaş) çatışır...

Herkes, kendi içindeki (ülkesindeki) savaşı kazanırsa = ülkesindeki sulhu, sükûneti sağlarsa, dışarıda huzur olur. (Ülkeyi, hem dar hem de geniş anlamıyla kullandım; bu anlama da vatan dedim.)

Vatanda (= toprakta), huzur (verim) olmazsa, üzerinde hep savaş olur/yapılır, ekilip-biçilmez, ondan hiçbir ürün elde edil(e)mez.

Hicret, ‘içerideki’ huzursuz vatanı terk etme ve ‘dışarıda’ huzurlu bir vatan arama ve oluşturma gayretidir. Dışarıda aranan veya oluşturulan o huzur, içerinin işidir ve artık o içeri olmuştur. İçeride huzur yoksa, dışarıda huzur bulunmaz.

İman, iç huzurdur; imanlıların vatanı cennettir; imansızlar huzursuzdur, huzursuzların vatanı da cehennemdir.

Nokta.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM