KOPUŞ ve BAĞLANMA

Modern/ist Müslümanlar, gelenekten kopmuş ama modernliğe bağlanmış!; Geleneksel (Selefî) Müslümanlar da geleneğe bağlı kalmış ama modernlikten kopmuş, hiçbir “yenilik/özgünlük ve çözüm” üretememişlerdir.

Modernliği, Batı tipi düşünme ve yaşama, ve de yenilik üretme olarak iki anlamda kullanıyorum. Modern/ist Müslümanlarda da Geleneksel Müslümanlarda da yenilik/özgünlük üretme yok, taklit var; Geleneksel Müslümanlar geçmişi/geçmişte yaşamış insanları; Modern/ist Müslümanlar ise, gayr-i müslimleri taklit ediyorlar; bu yüzden iki tip Müslümanlık da “özgün” değil. İslâm’ın özgünlüğü, “çağdaşlığı = çağa dair oluşu”!. İslâm son dinse, ki öyledir, çağa konuşmalı ve çağda yaşanmalı. Geçmişte yaşanan İslâm, o çağın İslâm'ı idi, o çağla (o çağda) çağdaştı ve o çağın sorunlarını çözüyordu. Geleneksel İslâm, bugünün sorunlarını çözemiyor; çözemediği için de modern/ist Müslümanlar, batılı çözümlerden (batıdan) medet umuyor!.

Çözüm bu değil. Çözüm, İslâm’ın çağa özgü, çağın ihtiyaçlarına cevap veren özgün (= çağdaş/modern) yorumu. Bu da, İslâm’ın evrensel mesajlarını çağın şart ve imkânlarına göre tatbik etmekle mümkün; İslâm dışı modernliği ve tarih olmuş İslâm’ı taklit etmek (bugüne adapte etmek) çözüm değil.

Modernlik, bir kopuşsa; gelenek de körü körüne bir bağlanış; aslında modernlik de batıya, İslâm dışı batı aklına bir bağlanış.

İslâm, geçmişten = gelenekten kopmadan canlı/diri, dosdoğru, köklü ve sürekli bir yürüyüştür.

Geleneğe körü körüne bağlılık, bizim hareket alanımızı kısıtlar, bizi ölü = donuk bir geçmişe bağlı kılar; gelenekten koparak batı modernliğine bağlanmak da bizi köksüz/tarihsiz, başı bozuk ve savruk yapar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM