ŞER'Î DELİLLER = EDİLLE-İ ŞER'ÎYYE
Aslında edille, deliller demek değil; deliller, delâil; edille, delillerin en güçlüleri, demek.
Nedir onlar?!.
Kitap. Sünnet. İcmâ-i Ümmet. Kıyas-ı Fukahâ.
Kitap ve Sünnet, temel (asıl/esas) delil; İcmâ-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukahâ ise furû’ (yan, tamamlayıcı) deliller. İcmâ-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukahâ, temel (asıl/esas) delillere uygun olmak zorundalar.
Kitâb, Allah’ın Sözü/Kelâmı. Sünnet, Allah’ın Sözünden/Kelâmından Efendimizin anladıkları ve yaşadıkları. İcmâ-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukahâ da bizim anladıklarımız.
Ben, bu yazıda kıyasa, kıyas-ı fukahâ’ya kısaca değineceğim.
Kitâbın da, sünnetin de, icmâ-i ümmetin de, kıyas-ı fukahânın da doğrusu-yanlışı olur. Her kitap, her sünnet, her icmâ-i ümmet, her kıyas (kıyas-ı fukahâ) doğru olmaz. (Buradaki kitap, Kur'ân; sünnet, Sünnet değil.)
...
Şeytan da kıyas yaptı: ‘beni ateşten, Onu (= Âdem’i) topraktan yarattın.’, dedi.
Kıyasın (ve icmânın) doğru olması, Kitâb ve Sünnet’in doğru anlaşılmasına (ve yorumlanmasına) bağlı.
...
‘Ben, benim; Sen, Sensin.’, demek de bir kıyas, bir ikilik, bir karşı koyuş ve karşı duruş.
‘Sen, yoluna; ben, yoluma.’ demek de.
‘Sen varken, ben kimim?!; ben Sana tâbîyim.’, demek de bir duruş.
Siz, hangi kıyasa/tarafa yakın duruyorsunuz?!.
“Lâ ilâhe illâ-l Allah.” demek, aynı zamanda, Sen varken ben yokum; Sen’den başka kimse yok, demek; ama bu, çook ileri bir düzey. Bunun ilk/başlangıç düzeyi : ben, Seni tanıyorum (= arefe, ma’rifetullah), Sana güveniyorum (= inanıyorum), Senin emrine teslim (= müslim/müslüman) oluyorum, demek. İleri düzey, “Lâ fâile illâ-l Allah.” = Tek Fâil, Allah. = Allah’tan başka Fâil (= Özne) yok, demek!.
Allah’tan başka Fâil (= Özne) olmayınca/yoksa, ortada kıyas (yapılacak biri) kalır mı?!.
Yorumlar
Yorum Gönder