TESETTÜR ve KÜFÜR

Tesettürün küfürle ne ilgisi var, bu ne biçim bir başlık?!, demeyin, sabredin.

Tesettürün kökü setr, örtme; tesettür de örtünme; küfür de örtme.

Fark, nerede?!.

Tesettür, bedenin (benin, benliğin?!) örtülmesi; küfür, o bedeni (her şeyi) yaratan Rabbin örtülmesi.

Küfür, gösterilmesi gerekeni gizlemek = örtmek; tesettür, gösterilmemesi gerekeni gizlemek = örtmek.

Tesettürün örttüğü ben, aslında olmayan (gizlenmesi gereken) bir ben; küfrün örttüğü Ben, hep Var Olan bir Ben’dir. (Rab de, Kendine “Ben = Ene”, der. Bknz. 21/11-14.)

Not : Tesettürü, yalnız kadınlara has/mahsus kullanmadım.

İnkâr da küfürdür ve Rabbi “aklen/zihnen ve kalben” örtme, gizlemedir.

Rab, zaten gizilidir, Kendini örtmüştür, diye bir yargıya varılabilir. Doğrudur. O da Kendini âyetlerinin “arkasına”! gizlemiştir (örtmüştür) ama bizim o gizliliğin “arkasından”! O’nu görmemizi (= şehâdet getirmemizi) istemektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM