HANGİ HAYMANLAR KURBAN OLUR?!.

Başlıkta bir yanlışlık yok. Siz, göz alışkanlığı ile hayvanlar diye yanlış okumuş olabilirsiniz. Öyle okuduysanız, onu da söyleyeyim. Kuyruğu kesik, boynuzu kırık olmayacak, yaşını doldurmuş (dişini atmış) olacak; daha fazla bilgi için ilmihâl kitaplarına bakın.

Niye hayman yazdım. Filozoflar, insana konuşan hayvan, toplumsal (sosyal), siyasal hayvan, öğrenen hayvan, vs diyorlar; ben, insana hayvan dememek için hayman dedim; Arapçadan hay-ı, İngilizceden man-ı aldım; ona yaşayan adam (insan) dedim.

Kurban, Allah (rızası) için, Allah yolunda kesilen hayvana (danaya, düveye, tosuna, deveye, koyuna) deniliyor, değil mi?!.

Pekiî, bu hayvanlar kurban oluyor da haymanlar (= insanlar) niye kurban olmuyor; hayvanlar, insanlardan daha mı üstün?!.

Bu soruya sizin cevap vermenizi isterim; ben şimdi cevap verirsem, yazının esprisi kalmaz. 

İnsanlar, kendileri kurban olmaktan kaçındıkları (korktukları) için hayvan kurban ediyorlar. Oysa kurbanı, İbrâhim ve oğlu İsmail gibi, kendilerini, Allah’a teslim edenler (= felemmâ eslemâ = ikisi de teslim olunca, 37/103) keserler; Biri (Baba), ötekini (oğlunu), kurban etmek için yatırdı; “fetellehů lil cebin” (37/103) oğlu, babasını da yatırabilirdi; ikisi de kurbanlıktı... Rabbimiz bize kurbanı bu şekilde öğretiyor.

İş, ciddî idi; teslimiyetin şakası yoktu, olamazdı. Bunu en iyi Rab bilirdi. Bildi ve seslendi. Ey İbrâhim!. = “ve nâdeynâhu en yâ İbrâhim.” (37/104)

“kad saddaqte-r rü’ya, innâ ... ” Rü’yana sâdık kaldın = rü’yanı doğruladın. (37/105) O rü’yayı Sana Ben göstermiştim (emretmiştim), Sen de Bana teslimiyetini ispatladın; bu bir sınamaydı, Sen bu sınamayı geçtin = Senin kurbanını kabul ediyor ve sana yeni bir kurbanlık veriyorum. (37/105-107)

Kurbanın sonrakilere nasıl bişey olduğunu öğreten Sen olacaksın. Seni Senden sonrakilere bu teslimiyetinle anlatacağım (miras bırakacağım). = “ve teraknâ aleyhi fil âhırîn.” (37/108)

Kurban kesenler, bu şekilde kessin/kesebilsin diye. Bu şekilde kesemeyenler de hayvan kesmeye devam etsin diye; belki hayvan kese kese Senin (kurban kesme) düzeyine gelirler.

Ama onlar, hayvan kesmeyi, kurban kesme olarak gördükleri sürece, bir adım ileri gidemezler, Bana bir adım yaklaşamazlar.

...

Hacc, 36 âyette geçen büdn (= velbüdne) kelimesine tüm meallerde büyük baş hayvanlar, özellikle deve karşılığı veriliyor. Bu kelimenin bilinen karşılığı, beden. Allah’ın şeâiri (nişaneleri, sembolik işaretleri) hayvanlarda mı, insanlarda mı daha ‘şık ve asil’ durur?!. Bu âyet üzerine çok ciddî tefekkür edilmeli. Asıl ben bir sonraki âyete dikkat çekmek istiyorum, ki iki âyet birlikte okunmalı/anlaşılmalı.

“Onların (kestiğiniz o kurbanların) etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz; Allah’a ulaşan, sizin taqvânızdır...” (22/37)

Taqvâ, insandadır (haymandadır); hayvanda değil. Hayman, kendi kurban olmayı “göze alamayınca”!, hayvanı gözden çıkarıyor. Hoş çoğu hayman, hayvan bile kesmiyor. Çünkü, onların içinde zerre kadar yakınlaşma (kurban olma) duygu ve düşüncesi yok; onlar taqvâdan nasipsiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM