PARADİGMA DEĞİŞİMİ

Küllî (evrensel) paradigma değişmez; Onu ancak ve ancak Allah değiştirebilir. Allah, koyduğu paradigmaya Sünnetullah der.

Küçük ölçekte paradigma değişimleri mümkün. 21. yüzyılda bilimde bu denendi; daha önce de. Daha önceki deneyim, dinle çatışmıyordu, din-bilim ortaklığı (= işbirliği) vardı; 17. yüzyıldan itibaren bilim dinden koptu. 21. Yüzyılda da bilim sorgulanmaya başlandı; yanlışlanabilirlik ve izâfiyet/görelilik ilkesi, bilimin tahtını salladı ama hâlâ eski paradigma geçerli.

Siyasette de paradigma değişti. Krallıktan (Sultanlıktan) demokrasiye geçiş, bir paradigma değişimidir.

Önemli olan, bu değişimlerin BÜYÜK PARADİGMA’ya uyumlu olması. Bu da büyük paradigmanın “temel ilkelerini” bilmekle mümkün. En temel ilke, bu paradigmanın “Kurucusunun Kendi içinde bir çatışmasının olmaması ve kimseyi Kendine ortak kabul etmemesi.” = TEVHÎD. = “Lâ ilâhe illâ-l Allah.”

Aşağıdaki = küçük ölçekli paradigma değişimleri, --- ki burası insanın denendiği alandır ---, aslâ ve aslâ büyük ölçekli paradigmaya ve onun Kurucusuna zarar veremezler. Bu değişimlerin insana, topluma ve doğaya verdiği kısmî zararlar, o paradigmanın çapı (büyüklüğü) ölçüsündedir. Bu değişim, evrenin tümü (= âlem, kâinat, büyük paradigma) söz konusu olunca, hiç hükmündedir.

Bilimde, sanatta, siyasette, ekonomide, dinde, ... insanların kurduğu/oluşturduğu ve değiştirdiği paradigmaların doğruluğunun veya yanlışlığının testi, (İlâhî) Vahiy ile belirlenir; insan aklının, --- bu akıl, küllî (kollektif) akıl bile olsa! ---, buna gücü yetmez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET