OYUN

Oyun ne kadar büyükse finansmanı da o kadar büyük olur.

“Oyun, özgürce razı olunan ama tamamen emredici kurallara uygun olarak belirli zaman ve mekân sınırları içinde gerçekleştirilen, bizatihi bir amacı olan, bir gerilim ve sevinç duygusu ile ‘alışılmış hayattan başka türlü olmak’ bilincinin eşlik ettiği, iradi bir eylem veya faaliyettir.” (Johan Huizanga, Homo Ludens, İstanbul : Ayrıntı yay.; s. 50.)

Biyolojik işlevini tamamlamış ama ruhî işlevine geçememiş (=çocukluktan çıkamamış) insanlar, hangi yaşta olursa olsunlar oyuna ihtiyaç duyarlar; oyun oynamazlarsa (oynayanları seyretmezlerse) canları sıkılır; çünkü yapacak daha ciddî biişleri yoktur.

Oyun, insanın en eski, en ilkel uğraşıdır. Hayatı bir oyun ve eğlence görenler, oyunu kaybedeceklerdir.

Oyunu ciddîye alanlar, dinlerini de hayatlarını da oyun gibi görürler.

Ludwing Wittgenstein, dili de bir oyun gibi görmüş, hakikate “dil oyunu” demişti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET