ÇEKİL ARADAN!.

İslam’da ruhbanlık yoktur. Kişi Ma’budu ile doğrudan iletişime geçebilir. Bunun en etkili yolu ibâdet ve duadır.

İbâdet sembolik ve fiili olmak üzere iki şekilde yapılırken, duanın ise belli bir şekli yoktur; burada dua konusu ele alınacaktır.
Dua, Rabbe aracısız yapılan bir çağrıdır. Ben duanın şekli ve nasıl yapıldığından çok ‘mahiyeti’ ile ilgileniyor, yaptığım dualar üzerinden içimden geçenleri aktarmak istiyorum. Örnek olarak da şu duamı ‘analiz’ etmek istiyorum. “Rabbim beni Sen’den başkasına muhtaç etme!.”
Bu dua, dua edenin psikolojisi açısından iki şekilde ‘analiz’ edilebilir. 1) Gururlu bir insanın duası 2) Onurlu bir insanın duası.
Gururlu bir insan bu duada, ‘beni kimseye muhtaç etme' derken, muhtaç olduğum kimseler benim gururumu incitebilir, buna fırsat verme Ya Rab, demiş olur. Bu, tersinden okuma ile ve zımnen, beni de kimseye yardım eder durumda bırakma!, demeyi de içerir.
Onurlu bir insan bu duayı yaparsa, ya doğrudan Sen bana yardım et, ya da yardım eden insanlar bana gururumu inciten bişey söylemesinler, yardım ettiklerini bile bilmesinler, ben de birine yardım ettiğimde yardım ettiğimi bilmeyeyim, demiş olur.
İlk hâlde, aracı/yardım eden bilinir; ikinci halde aracı/yardım eden ‘bilinmez’. (Allah (c.c.) da bilinmeyen BİR'idir.)
Birinci hâlde dua edenin şuurunda ‘şefaatçiye/aracıya/yardım edene’ karşı ‘eziklikten kaynaklanan minnet’ ‘saygı’ yansır, dolayısı ile ona/oraya takılıp kalması olasıdır. İkinci hâlde, ‘şefaatçinin/aracının/yardım edenin’ hiç bir ‘pay’ almamasıdır.
Öyle ise birinci hâlin psikolojisini yaşayan dâi/dua eden, birine yardım ederken ‘minnet/saygı’ bekler; ikinci hâlin psikolojisinde dua eden/dâi, birine yardım ettiğinde bişey beklemez.
Her rekâtta okuduğumuz Fatiha'daki ‘İyyake na'budu ve İyyake nestaeîn’ duası ve Enfal'deki ‘Attığın zaman sen atmadın Allah attı..’ ayeti aracılı ve aracısız olarak iki farklı ‘yoruma’ tabi tutulabilir. Hatta Zümer : 3, bu psikolojiler açısından ‘yorumlanabilir’.
Aracılar, bir nevi suretlerdir. Suretleri ortadan kaldırınca “atan O'dur, yardım eden O'dur, yaratan ve yaşatan O'dur.”
Biz suretimize bakınca kendimizi “bişey” zannediyoruz!.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET