ZORBA/LIK

Zorba: haksız yere zor (güç) kullanan. Kelime Farsça’dan bize geçmiş, Farsça zūr, güç; baz, oynayan; zūrbaz, güçle oynayan, güce hükmeden; Arapçası, tağâ’dan tâğî/tâğut, cebr’den cebbâr/ceberrut, ğasb’dan muğtasıb, zaleme’den zâlim.

Haklının yanında değil de, güçlünün yanında olunan bir dünyada yaşıyoruz. Haksız güç, zorbalık üretir.

Zorbalık, maddî de olur, manevî de. (Akran zorbalığı, siber zorbalık gibi) Maddî zorbalık fizikî güç kullanma ile; manevî zorbalık psikolojik güç kullanma iledir. Maddî gücü elinde bulunduranlar da (zenginler, ızbandutlar, devletler, silahlı güçler), manevî gücü elinde bulunduranlar da (âlimler, kâhinler, ruhbanlar) insaf ve adâletten (Allah korkusundan) yoksunsalar zorba olurlar, zorbalık yaparlar.

Dinde zorbalık (ikrah) yoktur.

Zorbalar, zorbalıklarını kişilere de toplumlara da doğaya (tabiata) da uygularlar. “Zorbalar, kendilerine tahammül edildiğini görünce daha da azarlar.” (Tolstoy)

“Zulme sessiz kalan, dilsiz şeytandır.” (Hz. Muhammed.)

“Yırtıcı hayvan, zorba vâliden (yöneticiden) iyidir.” (Hz. Ali.)

“Zalimler için yaşasın cehennem.” (Said Nursî.)

“Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem; gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.” (Mehmet Akif.)

Zorbalık, masum ve günahsızlara uygulanan haksız güçtür; güç zâlimlere, günahkârlara, kötülere uygulanınca, zulüm/zorbalık ortadan kalkar, hak ortaya çıkar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET