İYİLİK

İyiliği tanımlamak o kadar zor ki. Kitâb, onu Birr ve Hayr-Hasenât olarak anar. Ben iyiliği iyi tanımlayamam ama iyiliğin ne işe yaradığı hakkında üç-beş cümle kurabilirim sanırım. 

İyilik, maddî-manevî bişeyi (malı, sevgiyi, bilgiyi vb.) dünyevî ve kişisel bikarşılık beklemeden bibaşkasına vermektir; aslında başkasına yapılan iyilik, kişinin kendine yaptığı iyiliktir.

İyiliğin iyilik olabilmesi için, kişinin inanması şarttır. Kitâb, daha önce de şimdi de (her zaman), şirk koşanın yaptığı amellerin = Allah için yapılmayan amellerin (tüm iyiliklerin) geçersiz olacağını söyler. “lein eşrakte leyehbatanne amelüke = şirk koşarsan bütün amellerin kesinlikle boşa gider = leyehbatanne.” (39/65) der. Buradan müşriklerin iyilik yapamayacağı çıkar. Çünkü onlar, Allah dışında şirk koştukları birileri için (aslında kendileri için, kendi çıkarları için) iyilik yaparlar, yaptıklarını zannederler. 

İyilikte hesap-kitap yapılmaz, yapılmamalı. İyilikte hesabı Allah yapar ve iyilik yapanın niyetindeki ihlâsa göre hesapsız karşılığı (biğayri hisâb) O verir ve ‘ve yezîdehüm min fadliH. Fazlından ziyâdeleştirir.’ (24/28)

İyilik yapan, Rabbinin kendisine iyilik yaptığını bildiği için yapar ve yaptığı iyilikten hiç mi hiç bir karşılık beklemez. Karşılık beklenen iyilik, iyilik değildir. Kimin ne niyetle iyilik yaptığını O bilir, “O, gönüllerin özünde saklı olanı bilir = inneHû alîmun bizâtis sudûr.” (35/38)

***

Bir süredir sizlere bazı şeyleri anlattım kısa kısa

Size kalmış onların tamamından çıkarılacak kıssa

Biliyorum, sözlerim için henüz oluşmuş değil piyasa

Piyasayı sen oluşturacaksın! diyor içimdeki yasa

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET