EŞEK

Hımar. Yük taşıyan hayvan. Biraz büyüğü ve biraz daha inatçısı katır, hızlısı ise at/beygir.

Eşek, katır ve at, taşıdıkları yükü bilmezler, çünkü hayvandırlar. Yeni nesil için söyleyeyim; bunlar da dört tekerli canlı kamyonlar gibidir ama bu hayvanlar, kamyonlar kadar çok yük taşıyamazlar.

Eşek (hımar) kelimesi Kitâb’ta beş yerde geçer. Bakara, 259. Nahl, 8. Lokman, 19. Cuma, 5. Müddessir, 50. Bu yazı Cuma, 5. âyeti konu edinecek. Bakara, 259 çok zor bir âyet; Lokman, 19’da, bir benzetme için eşek (sesi) kullanılmış; Müddessir, 50, Mesaj’dan (Kur'ân’dan) kaçanın hâlini, ürkek-korkak yaban eşeklerine benzetiyor. Yaban eşeği, normal eşekten daha iri, atla-eşek arası bir hayvan; anavatanı Asya, Ortadoğu ve Afrika. Kitâb indiğinde o bölgenin halkı bu eşekleri biliyor.

Cuma, 5. “Tevrat’ın mesajını ulaştırma ve uygulama yükümlülüğünü kabul ettikleri hâlde, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler, tıpkı ciltlerle kitap taşıyan eşeğe benzer. Allah’ın âyetlerini yalanlayanların düştüğü durum ne kötüdür. Allah, zâlim toplumu doğru yola iletmez.”

مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

Anahtar kelimeler : Mesel (iki kez, mesel ve kemesel şeklinde). Haml (üç kez). Esfâr. Kizb. Zulm.

Mesel, misal gibi değil, meselde süreklilik ve genellik var; misalden mesele doğru bir genişleme olurken; meselden misale doğru bir daralma olur. Burada eşeğe benzeyen, hem insan hem toplum; âyetteki ism-i mevsul ikisine de râci. Sûrenin ilk dört âyeti, genel insanlık ailesinden söz ediyor; 5. ayette söz, kendilerine Tevrat inmiş insanlara (Yahudilere/İsrâiloğullarına) geliyor ama bu söz sadece onlara has değil, kendilerine İncil ve Kur'ân inenlere de râci/şâmil. (Bu râci de, şâmil de ne demeyin. Râcî, dönme, ilişme, ilgili olma, münasebeti bulunma. Şâmil, kapsamına girme. Âyetteki ism-i mevsul (ellezîne, âyette iki kez geçiyor), bu ilişkiyi/ilgiyi kavuşturan, kişileri buluşturan en iyi araç.)

Haml, yük; hamal, yük taşıyıcı. Bu kelime de bu âyette üç kez geçiyor. İlki hummil, o yük kendilerine yükletilen; ikincisi yahmiluhâ, o yükü yüklenen; üçüncüsü yahmilu, o yükü taşıyan.

Böyleleri, kendilerine yükü kimin yüklediğini de, yükün ne olduğunu da yükü nereye, kime götüreceklerini de (...) bilmezler, çünkü onlar hayvandır.

Esfâr, kelimesinin kökü aslında sefer, yolculuk; burada bu kökün sifr kalıbı kullanılmış; bu kalıp (bu kullanım), bir de Kitâb’ta Abese 15’te “bieydin seferah; kirâmin berarah.” şeklinde kitap ya da cilt anlamında geçer. Esfâr, hem seferin hem sifirin ism-i tafdilden çoğulu.

Kizb (yalanlama) ve zulmü biliyor olmalısınız. Kizb, hem yalancı hem inkârcı. Zulm, haksız, zâlim; zulumât ise karanlık.

Biz, sümme hâşâ “taşıyan” (hamal/eşek) değiliz, (insanız); ama “okuyanız.”

“Kur'ân Okuma” yarışmaları düzenlemiyor muyuz?!.

Okuduğunu “anlamayan ve yaşamayan” da eşeğe benzetilemez mi?!.

(Not : Üzerinize alınmıyorsanız, dil oyunu oynadığımı da düşünebilirsiniz. Sorun yok.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET