GÜÇ

Gücü biçok türe ayırabiliriz :

1) Fizikî/maddî güç 

2) Ekonomik güç

3) Toplumsal güç 

4) Siyasal güç

5) Entellektüel güç vs.

6) ...

İlk dört gücün somut olduğunu, beşinci gücün soyut olduğunu rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Dört gücün dördü de geçicidir; kalıcı olan tek güç, entellektüel güçtür. Ne yazık ki bugün İslâm dünyasında bu güç ya zayıftır ya da yoktur. Ortaçağda İslâm, bu entellektüel gücü elinde tuttuğu için güçlüydü.

Modern çağda bu entellektüel güç, farklı bir biçimde (şekil değiştirerek) batıya geçti. Bu şekil değiştirme intellektin (zekânın/aklın) ilk dört güce yoğunlaşması sayesinde oluşmuştur. Hâlbuki ortaçağda bu güç, İslâm’ın elinde iken kısmen “adâletin” emrinde idi. Ne zaman entellektüel güç, ekonomik, toplumsal ve siyasal gücün emrine girerse, çürür.

Bugün, entellektüel gücün insanlığa umut va’dedemesi, kendini bu ilk dört güce satması ya da kiralamasındandır. Buna, ekonomide “üniversite-sanayi işbirliği”; siyasette “danışmanlık, uzmanlık, bilirkişilik vs.” deniyor.

Bu açıdan bugünün entellektüellerinden hakîm/bilge çıkmıyor; entellektüellere kimse inanmıyor, güvenmiyor.

Gerçek entellektüeller, bilgiyi satmaz; satanlar, entellektüel değil enteldir. Bilgi, maddî bir bedel ile mübadeleye konu olmaz; bilgi, kendinden değersiz bir şeyle/değerle değiş-tokuş edilemez!.

Kitâb’ta adı geçen tüm bilgeler (Elçiler), “Biz, sizden bir ücret istemiyoruz; Bizim ücretimiz âlemlerin Rabbine aittir.” (27/Şûarâ, 127 vb âyetler.) demişlerdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET