CAHİLLİK ya da CEHÂLET
“ellezîne hüm fî ğamratin sæhûn.” “Onlar, cahillik ve aptallık bataklığının içine gömülmüşler ama bundan habersizler.” (51/Zariyat, 11.)
Ğamre : taşkınlık, kötü durum. Onların hâli kötü, sürekli taşkınlık yapıyorlar ama bunu bilmiyorlar, bu durumdan habersizler. Hani, 43/Zuhruf, 36-37, “Kim Rahmân’ın öğüdüne duyarsız olursa (Rahmân’ı zikirden yüz çevirirse diye de okunabilir, orijinal Metin, ‘ve men yæ’şu ân zikrir Rahmâni’dir.), Biz ona şeytanı sardırırız (nuğayyız/ğayz, bir de 41/Fussilet, 25’te geçer, musallat olma/etme demektir.); artık şeytan onun/onların en yakın arkadaşı olur. Şeytanlar onu/onları yoldan çıkardıkları hâlde o/nlar, kendi(leri)nin doğru yolda olduğunu sanar/lar.” der ya, aynı durum, bunlar için de geçerlidir.
Sæhûn, katmerli cahilliktir; bu kelime, Mâûn Sûresinde “an salâtihim sæhûn” şeklinde de geçer. Namaz kılarlar (salât ederler) ama namazın (salâtın) ne olduğunu (onları nasıl dönüştürmesi gerektiğini) bilmezler, yine ‘kötülük’ yapmaya devam ederler, demektir. Sehv, unutkanlık; sehæ ya da sühüvv, derin gaflet demek.
Cahillik işte böyle bişey!.
Cahilliğin panzehiri, doğru şehâdet.
Yorumlar
Yorum Gönder