NEYE ŞEHÂDET EDİLİR?

Bu sorudaki kastım, Kelime-i Şehâdet’deki şehâdet, yoksa insan biçok şeye şehâdet edebilir. Öyleyse soruyu tekrarlıyorum. Kelime-i Şehâdet’de neye şehâdet edilir?

El-İlâh’a. Allah’a.

İlâh’a (Allah’a değil) Hakikat dersek, hakikate iki şekilde ulaşılabilir. Kesbî ve Vehbî. Kesbî olana, çalışarak; Vehbî olana ilhamla (vahiyle) ulaşılabilir. Hakikate Hakk dersek, hakikat öğrenilebilir ve öğretilebilir “bişey” olur ama ilham (vahiy) olmazsa Allah, ne öğrenilebilir ne de öğretilebilir!. Bize Allah’ı, Vahy aldıkları için Elçiler (Peygamberler) öğretmişlerdir ama biz, O vahyi anlayamadığımız için Allah’ı “tam” öğrenemiyoruz ve şehâdetimizi de “tam” yapamıyoruz, diyebilir miyiz?!.

Sözün burasında şunu söyleyeyim. Kesbî çabada “son sınıra” gelmeden, bizlere vehbî yardım (ilham) gelmez. Şöyle de söyleyebilirim. Rabbimiz, bizdeki kesbî gayreti ve samîmîyeti görmeden vehbî yardımda bulunmaz. O, “Allahu, yestafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs = Allah, meleklerden ve insanlardan Rasüller seçer.” der 22/Hacc, 75’te.  42/Şûrâ, 51, “Allah, (insanlarla ancak üç şekilde) vahiyle (ilhamla), perde arkasından ve Elçiler vasıtasıyla konuşur...” der. Bu, başka türlü konuşmaz demektir. Pekiî, bizle nasıl konuşur? Elçileri ve Onlara gönderdiği Kitâblar yoluyla/vasıtasıyla. Öbür iki yol kapalı mıdır? Sanmam. O’nu kimse sınırlayamaz ama O, bizdeki gayreti ve samîmîyeti görürse! öbür yollara da başvurabilir!...

Elçilere gönderilen Kitâblardan (Kur'ân’dan) öğrendiğimiz (Allah’a) şehâdet, bilgiye dayalı bir şehadettir, Onu da “tam” öğrenemediğimiz, kesbedemediğimiz için, “eksik şehâdet” ediyoruz!.

Niye?

Kesbimiz, gayretimiz, samîmîyetimiz = ihlâsımız eksik.

Kesbimiz artarsa, belki! (umarım), şehâdetimizin gücü de artar, bize de bazı “ilhamlar” (vahiy değil) ikram edilir. Peygamberlik sona erdiği için Peygamberlere ikram edilen vahiy, artık kesildi ama O’nun ilhâmî/vehbî ikramı aslâ kesilmez. O ilhâm, vehbî yardım da, Allah-u A'lem, temiz kalbe, gayrete ve samîmîyete göre yapılır.

Bizler kesbi de, O’nun yardımı ile gerçekleştirmiyor muyuz? O, bize sağlık-sıhhat, âfiyet, huzur ve akıl vermese, ortada kesb diye bişey olur mu?

Son söz olarak şunu söyleyeyim. O’nun ikrâmını, inâyetini unutarak yaptığımız şehâdet, zaten şehâdet değildir; her şeyde olduğu gibi şehâdette de hakikate ulaşmak için gayret eder ve O’ndan yardım beklersek, şehâdetimizin kalitesi artar, belki bize de hiç beklemediğimiz bir yerden/biyönden biyardım gelebilir. 

Allah’tan umut kesilmez. 

Doğru ve tam şehâdet, umudumuzu (da) artırdığı gibi, dünyamızı da âhiretimizi de kurtarır.

Biraz gayret ve inâyet. İnâyet, ilahî ihsandır; kişi, sırf kendi gayretine (kesbine) güvenerek hidâyete eremez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET