BİR BAŞKA NOKTA!

Bu nokta, Hamd (حمد) ve Hamd (خمد) arasında.

Hamd (حمد), övme, övgü. Hâmid, hamd eden; Muhammed, övülmüş.  Hamd (خمد), sönme; hâmid, sönmüş.

Yasin, 29. âyette ‘sadece bir sayha!, bakmışsın onlar sönüvermiştir.’ (feizâ hüm hâmidûn; noktalı ha) denir.

Noktasız ha’lı Hamd’i (حمد) biliyorsunuz. Bu kelime Kitâb’ta 63 kez geçer. En fazla İsrâ ve Zümer Sûrelerinde (4’er kez). Beni en etkileyen yer, Zümer son âyet. Her şey “bitince”!, cennetlikler ve cehennemlikler yerlerini bulunca, meleklerin arşın etrafında Rablerini Hamd ile andıklarını (‘yüsebbihûne biHamdi Rabbihim’) (O’nun yüceliğini övdüklerini) “görürsün/göreceksin”!. (Artık) onların (herkesin) arasında adâletle (bilhaqqı) hükmedilmiş ve Âlemlerin Rabbine Hamd olsun = ve gîle-l Hamdü lillâhi Rabb-il Âlemîn denilmiştir.

Bu sahne, muhteşem!!.

Sahnenin arka-planında (bir sayfa geride) da muhteşem sahneler var!.

Önce cehennemliklere “zümerâ!” deniyor; ondan önce soruluyor : ‘Size daha önce Rabbinizin âyetlerini tilâvet eden ve sizi böyle bir günle uyaran Uyarıcılar (Rasüller/Rusülün) gelmedi mi?!’. Ardından cennetliklere sesleniliyor : ‘Hoş geldiniz, sefâ geldiniz, (tıbtüm)!, güvendesiniz (Selâm-ün aleyküm), ebedî kalmak üzere girin cennete!.’

Sönme (خمد) (yok olma) ile var olma, övünme (حمد) böyle bişey olsa gerek!.

Arada sadece “binokta” farkı var; itiraf edeyim, o noktayı hâlâ kavrayamadım!.

Siz kavrayabildiyseniz, lütfen yazın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET