İLK UYARI!...

Efendimize yapılan ilk uyarı, bildiğimiz kadarıyla Abese Sûresinde.

Efendimiz, Mekke ileri gelenlerine İslâm’ı (= yeni dini) anlatırken, Efendimizin yanına (koşarak!) âmâ Abdullah b. Ümmü Mektûm gelir ve “bana da anlat”! der.

Öbürlerinde böyle bir istek, böyle bir arzu yoktur; ama Efendimiz belki bi umut onlarda “bir istek/arzu” oluşturmak istemektedir; oysa Ümmü Mektûm isteklidir. Efendimiz Ümmü Mektûm’un sesini duyduğu hâlde ona bakmamış, öbürlerine yönelmiş, “o ân için”! Ümmü Mektûm’la “ilgilenememiştir.”!. 

Ümmü Mektûm anadan doğma kördür = âmâdır.

Âmâ birine yüzünüzü dönmeseniz, o sizi fark edebilir mi, bu onu incitebilir mi?!.

Ama, onun fark edip-etmemesi (hadi üzülmesi/kırılması da diyelim; önemli de farz edin ki değil) “önemli değil!.”, önemli olan, sizin tavrınız ve niyetiniz.

Efendimizin Ümmü Mektûm’u kırıcı en ufak bir sözü yoktur; sadece “suratını asmış ve yüzünü öteye çevirmiştir = abese ve tevellâ”. (80/1.)

Kör bir adam, surat/yüz ifadesini ve yüzün öteye çevrilmesini fark eder mi?!.

Bence etmez; kör olmadığım için böyle söylüyorum, körler belki de ‘eder’ diyebilir, benden daha iyi bilebilir.

Efendimize bu uyarı yapılmışsa, demek ki “eder.”!.

1) Muhatabın fark etse de etmese de, eğer samimî ise, ondaki samimiyeti görmüş isen; ki burada Ümmü Mektûm samimîdir, onun samimiyetine aynı samimiyetle karşılık ver!. (Vermelisin!.)

2) Bu Mesaj = bu Din Senin değil, onu mülkiyetine alarak ve sırf Kendine güvenerek yola çıkma!. “Biz”, Sana imkânlar hazırlayınca onları görmemezlikten gelme!. (Kendi bildiğini yapma!. Başarıyı Kendinde arama!.)

3) Niyetini temiz tut!.

4) Şımarık, kendini beğenmiş, küstah adamlara değil, âmâ da olsa topal da olsa samimî adamlara değer ver!...

Sana ne onlardan; temizlenmek isteyenler onlar değil ki, o âmâ.

Sen, Sana temizlenmek için can atarak (canını dişine takarak) gelenle ilgilen!. Pis kalmak isteyenler bırak pis kalsın, koksun.

Senin yaşadığın bu ağır şartlarda bir âmâ gelmiş, ‘bana anlat, ben bilmek istiyorum.’ diyor, Sen ondan yüz çeviriyorsun!. Biliyor musun, o, neyi, hangi riskleri göze aldı da geldi?!.

Sen nereden bileceksin?!.

Ama “Ben” biliyorum ve Seni uyarıyorum, bi daha böyle yapma!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET