SÛRE

Sûre : Arapçası Suver/un (صور). Fiil hâli Savvera (صور). Şekillendirmek, biçimlendirmek, tasvir etmek, sûretlendirmek. Sûr (صور), boru. Sûret, şekil, biçim.
Kur'ân’ın bölümleri. 114 “parçasından” her biri. Kur'ân’ın “metin/sel” yapısı, “metin/sel” düzeni.
Kur'ân’ın sûre bütünlüğü (de) vahye mi dayanır, yoksa içtihâdî midir?!. Kur'ân’ın toplanması = Mushaf hâline getirilmesi “sonradan” (Hz. Ebû Bekir ya da Hz. Osman zamanında) olduğu için içtihâdî diyenler çoğunluktadır; ben de bu görüşe katılıyorum. Uzun sûrelerdeki âyetlerin zaten peş peşe = ardışık inmediği söylenir, bu kesindir de, bu durum/hâl, kısa sûrelerdeki âyetler için bile mümkündür. Ben, Mushaf sırasında 96. Sûre olan Alak’tan örnek vereceğim. İlk beş (5) âyetin ittifakla ilk inen âyetler olduğu söylenir. 6 ilâ 8, 9 ilâ 12, 13 ilâ 19 arasında da siyak-sibak bütünlüğü ilk etapta göze çarpar; sanki bu âyetler grubu farklı ânlarda/zamanlarda inmiş gibidir ama yine de sûrenin tamamında bir “bütünlük” hissedilir. 6 ilâ 8, sanki insanın genel hastalığından = zaafından, olmaması gereken özelliklerinden bahseder, insan, kendini kendine yeterli (müstağnî) gördüğü için azar = sapar, dikkatli ol ey insan! dönüşün Rabbinedir, der. 9 ilâ 12, çok enterasan. Gördün mü, salât eden (namaz kılan) o kulu engelleyen (o/şu) adamı?!. Hiç düşündün mü (onun ne yaptığını), onun (doğru bişey yapabileceğini) hidâyet üzere olabileceğini = olduğunu?!. (ya o adam, hidâyet üzereyse, doğru yoldaysa!.) ve doğruluğu = taqvâyı emrediyorsa!... sen de, yalancı ve (Hakk’tan = Hakikatten) yüz çeviriyorsan, sapmışsan, sapıksan, döneksen!. Bilmez misin ki Allah, her yaptığını görüyor. Eğer, bu yaptığından vazgeçmezsen, ... ilâ âhir. Bu sözler kime, hangi insana söyleniyor, ben hangi taraftayım?!... Bu sûre tarihsel bir okumaya tâbi tutulursa, salât eden Muhammed, engelleyen de Ebû Cehil olur ama Bu Kur'ân bugüne de hitap ediyorsa, ki ediyor, o zaman, bu insan tiplerinin/tiplemelerinin bugünkü karşılığını bulmak, yukardaki soruları da kendimize sormak zorundayız; ben, aktif = canlı, hayata dokunan bir Kur'ân okumasının böyle yapılması gerektiğine inanıyorum. Aksi hâlde (hâşâ) Kur’ân “cansız bir sûrete = kâğıttaki yazıya” döner; sûreler bize sûret gibi görünür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET