VARLIĞIN ONTOLOJİK BÜTÜNLÜĞÜ!...

Varlığın Ontolojik Bütünlüğü, kesinlikle onun Tanrı ile birliği = Vahdet-i Vücud anlamında değildir; buna/bu fikre, Tanrı dahil değildir. 
Böyle bişey (Varlığın Ontolojik Bütünlüğü) kabul edilebilirse!, ayrı ayrı görülen her varlık (: melekler, şeytanlar, cinler, insanlar, bitkiler, ağaçlar, hayvanlar; hatta kavramlar!) “bir ve bütün” kabul edilebilir.
Secde kavramı da.
Bildiğimiz kadarıyla ilk secdeyi melekler yapmıştı, o secdeden de iblis kaçınmıştı; kavramları da kendi aralarında bir bütün görürsek!, meleklerin o secdesiyle bizim secdemiz arasında da “bir bütünlük” görülmeli. Cinlerin de bir kısmı secde etmiş, bir kısmı da reddetmişti. (= cinlerin ve insanların Müslüman olanları da olmayanları da vardır; bitkilerin, ağaçların ve hayvanların hepsi secde eder = hepsi müslimdir ama herkesin = her varlığın secdesi = müslimliği kendine göre ve kendi çapındadır.)
Böyle bakarsak, secdeyi daimî kılan insanlar, “melek gibi” olurlar, meleklere benzerler; çünkü melekler her emre secde ederler = baş üstüne derler; secdeyi reddedenler ise, şeytan gibi (= şeytan) olurlar, şeytana benzerler; bu durum, cinler için de geçerlidir; iblîs cinlerdendi = “... iblisü kâne minel cinn...” (18/50.) Cinlerin secde edenleri, melektir, melek gibidir; etmeyenleri iblîs (= şeytan) gibi. Şeytan, gururlandığı = büyüklendiği, kendi maddî hammaddesini (ateşi) öne çıkardığı için (= “ebâ vestekbera”) secdeden kaçındı.
Tüm secdeleri birlemek ve bölmemek (= bütünlemek, bir görmek) için, namaza dikkat etmek ve namazı dâimî hâle getirmek gerekir; böyle bakarsak, namaz bizi “melekliğe”! yükseltir. Bu namazdan kastım “beş vakit” kılınan namaz değil, “her vakit” kılınan namazdır = dâimî namazdır.
Kimileri, meleklerin secdesi Âdem’eydi diyebilir; böyle diyenler, o secdenin arkasındaki Emri görmezden gelirler; o secde de aslında Rabbe yapılan bir secde idi = Rabbin Emrini dinlemeydi.
Varlık bize bölük-pörçük, parçalı görünse de, O’nun katında (bütün varlık) bütün (ve bir) olabilir, Allah-u A'lem.
Varlığa böyle bütüncül = bütünsel bakmanın bize ne gibi bir kolaylık sağlayacağını doğrusu “tam”! bilmiyorum; düşünmem lâzım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET