ÇELİŞKİ

Çelişki : Zıt. Aykırı. Mugāyır. Tenâkuz. Muhalif...
Dilde zıt anlamlı sözcükler, birbirine ne kadar zıt?!. 
Çift ile zıtı karıştırıyor muyuz?
Kadın-erkek, gece-gündüz, birbirine zıt değil. Kadın-erkek, insanın “iki yarısı”!; gece-gündüz, günün “iki yarısı”!.
Pekiî helâl-haram, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, zıt mı; zıtsa ne kadar zıt?
Zıt ne?
Zıt, bizleri denemek için oluşturulmuş, bu dünyaya (yaratılmış dünyaya) ait bir kavram.
Tanrı’nın (ortağı/şerîki de) zıddı (da) yok. Tanrı, hem bu dünyada, hem bu dünyadan aşkın = münezzeh. Bu dünyada olması/bulunması!, zıtlıktan münezzeh (= Samed) olmasıyla = bu dünyaya, bizim bilebileceğimiz başka bir dünyaya da ait olmamasıyla mümkün. O, biyerde bulunmaktan (= yer kaplamaktan = cisim olmaktan) münezzehtir.
...
Kimi, Tanrı’nın zıddını şeytan olarak görür; şeytan, Tanrı’nın zıddı değildir.
Pekiî şeytan kimdir, zıddı nedir?!.
Şeytanın zıddı, olsa olsa melektir; çünkü şeytan ve melek, yaratılmış dünyaya ait varlıklardır. Melek, Rabbine itaat eden; şeytan, Rabbine isyan eden varlıktır.
Zıtlık, itaat ve isyanla ortaya çıkan bişeydir; doğru, itaat; yanlış, isyandır; güzel, itaatin = doğrunun hoş = estetik = hasen hâli; çirkin, hem yanlış hem de doğrunun hoş = estetik = hasen olmayan hâlidir.
İnsanın içinde (= insanda) bu “zıtlıklar” vardır; insan, yaratılmış dünyanın özüdür = zübde-i âlemdir. Ve insan, bu zıtlıkların birini seçerek imtihan olur/olmaktadır.
Zıtlık (aykırılık, mugāyırlık, muhaliflik, tenâkuz) “bizim için” vardır. Allah-u A'lem, Tanrı için zıtlık yok!. “Tanrı’nın Dünyası” çook farklı olmalıdır. O “dünyayı” biz anlayamayız. Tanrı, bizim dünyamızı bilir, yaratır ama ondan etkilenmez!. Tanrı’da “çelişki” olmaz; O, çelişkiye düşmez!; O, bizim de çelişkiye düşmememizi ister; bunun için “çelişkisiz doğruyu” bize işaret eder, bize âyetler gönderir.
Helâl-haram, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin ve melek-şeytan ikilemleri (= zıtlıkları) “bu dünyaya ait” ikilemler, zıtlıklar, dikotomilerdir. Bunlar “bu dünyada” kendi aralarında çatışırlar; buna sol jargon “diyalektik” (tez-antitez = sentez) der. Öte dünyada Allah-u A’lem, bu tür ikilemler (zıtlıklar, dikotomiler) olmayacak, iyilerin kendi dünyası (= cennet), kötülerin kendi dünyası (= cehennem) bulunacaktır ve orada buradaki zıtlıklar ayrılacaktır.
Esasında, fark ettiyseniz, bu zıtlıkları, bu dünyada = burada biz ayırıyoruz; buna da “imtihan olma = deneme” diyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET