ATMOSFER ve İBÂDETLER

Tabiî ki (atmosferden) kastım, İslâm’ın doğuş günlerindeki toplumsal ve siyasî atmosfer ve de ibâdetlerin bu atmosferi dönüştürmesi.
İçkinin su gibi içildiği; zinanın sıradan ve normal sayıldığı; Arapların onuruna (şerefine) düşkün olduğu bir atmosferde (toplumda) İslâm,  içkiyi ve zinayı yasaklıyor ve yüzünüzü yere = toprağa sürerek ibâdet edin (= namaz kılın) diyor.
Ve bütün bunları yaparken “popilist” davranmıyor. Daha doğuş, emekleme aşamasında insanları yanına (İslâm’a) çekmeye o kadar çook ihtiyacı olduğu bir dönemde.
O gün, bazı insanlara (= Müslümanlara) içkiyi ve zinayı bırakmak o kadar zor gelmiş ki, ‘bu iki yasak olmasaydı daha çabuk ve daha iyi bir müslüman olurdum’ diyen olmuş; bazıları da İslâm’ın güçlendiği dönemde sırf bu yüzden (iki yasak yüzünden) ülke dışına çıkmış, ülkeyi terk etmişti; bunlardan biri de Rebia b. Ümeyye idi, bu adam, daha sonra sırf bu iki yasak yüzünden Hristiyan olmuş biridir.
Onuruna düşkün Kureyş, kendi kabilesinden bir yüzün, köle gibi toprağa sürülmesini hazmedemedi. Bir gün Ebû Cehl, yakınlarına : ‘Bizim kabileden olan o Muhammed, hâlâ yüzünü toprağa sürmeye; kabilenin = kavmin onurunu yerlere sermeye devam ediyor mu? diye sormuş; ‘evet’ cevabını alınca da çook hiddetlenmişti, Onun (Muhammed’in) o hâlde iken kafasına basacağım, Onun kafasını ben yere/toprağa gömeceğim.’ demişti. (Müslim, 2797.)
İlâhî emir ve yasaklar = ibâdetler, bozuk bir anlayış ve yaşam tarzını dönüştürmek, değiştirmek ve iyileştirmek için vardır.
Bugün bizim (de) yaptığımız ibâdetler, anlayış ve yaşam tarzımızı değiştirmiyor, bizi daha iyi bir yaşamla buluşturmuyorsa, biz (de) onların içini boşaltmışız demektir.
“... inne’s salâte tenhâ anil fahşâi vel münker... Namaz (salât), kesinlikle kişiyi (kılanı) fahşâ ve münkerden uzaklaştırır...” (29/45.)
Mevcut hayat/yaşam tarzı, kötülük (fahşâ ve münker) üretmeye devam ediyor ve bizler de namaz kıldığımız hâlde bu yaşam/hayat tarzını sürdürmekte ısrar ediyorsak = içki içmeye, kumar oynamaya, zinâ etmeye, vb. işler yapmaya devam ediyorsak, kıldığımız namazın bize hiç bi faydası olmaz.
İbâdetler (= ilahî emir ve yasaklar), kişiyi değiştirmeli, dönüştürmeli; iyi bir Mü’min = iyi bir Müslüman yapmalıdır; aksi hâlde onlar birer ritüele dönüşürler. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET