EV, KIBLE OLUR MU?

Dışarıdaki kıble kaybolursa ya da kaybedilirse, o kıbleyi buluncaya kadar, olur.
Mûsâ (a.s.)’a “evlerinizi kıble yapın” (10/87.) denildiğinde dışarıda kıble yoktu. Kıble, toplumsaldır, kamusaldır; toplumsalı/kamusalı bireyler/fertler kurarlar. Toplumu = cemaati, bir arada tutan kıbledir; kıble onları bir yöne/bir amaca yöneltir; bireysel kıblesi ile toplumsal kıblesi aynı olmayanlar, çelişki yaşarlar.
Bireysel kıble, evde oluşturulur. Evin kıble yapılması : Kıblenin belirlenmesi için evin seçilmesi ve kıblenin bulunması için evin karargâh olarak kullanılmasıdır. Karargâhın ilk anlamı askerîdir ama ben burada karargâhı karar verilen, karar kılınan yer anlamında kullandım; evin, savaşın yönetildiği = idare edildiği yer olması, belki kıblenin belirlenmesinden sonradır, belki de o zaman evin yerini camii alır.
“Evlerinizi kıble edinin ve salâtı ikâme edin”, denmiş. (10/87) Salâtı ikâme ederken kıblenin ev olması, eve değer verilmesidir. Kıblenin mecazî anlamı, sığınılan, yaşanılan ve mukaddes tutulan mekân demektir. Kıble = Kâbe de bir Evdir = Beyt’tir. Evlerde salât ikâme edilirse, evler de ma’bede döner; ma’betlerin dokunulmazlığı vardır; evler de dokunulmaz olur. Şu iki âyet, konu ile ilgilidir : Nur, 36, “(Allah’ın Nûru) Allah’ın isminin yüceltilmesine ve öğütlerinin dinlenmesine izin verdiği evlerdedir. = “fî buyûtin ezinellah...” Onlar orada sabah akşam O’nu tesbih ederler.”
Furkan, 64, “Onlar, vakitlerini Rablerine secde ederek, Rableri için kıyam ederek geçirirler.” Vakit geçirme diye çevirdiğim kelime, yebîtûne; kökü, beyttir = evdir.
Evler, ancak bu şekilde kıble, karargâh yapılabilir; kişi evini böyle görür ve değerlendirirse, değerlenir.
Bugün böyle midir?!.
Evlerimiz de kontrol altında; uzaktan, tele-vizyon, tele-fon ve internet ile kontrol ediliyor. Yatak odasından, yemek odasına, tüm evin düzenini ve eşyalarını (koltuk-kanepe, yatak-baza vb.) biz değil, başkaları seçiyor. Kim, kendi mimarî zevkine göre bir ev inşâ edebiliyor ve onun içini dizayn edebiliyor?!. Kim, evinde dışardan bir yönlendirme olmadan, istediği gibi vakit geçirebiliyor?!. Kim, evde televizyon izlemeyi, telefonunu kullanmayı terk edip de evini salâtın ikâmesi için bireysel ve ailevî bir eğitim mekânına dönüştürebiliyor?!. Evler, kıble = muazzez ve mukaddes bir mekân kılınmadan, sokaklar, parklar, işyerleri, kamu kurum ve binaları muazzez ve mukaddes kılınamaz; evler kıble yapılmadan insanlar topluca kıbleye çevrilemez, yöneltilemez.
Evler (= aile) elden gidince, her şey elden gider.
“Evlerinizi kıble edinin!.” (10/87.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET