NAMAZ

Namaz, dinin direği; dindarı dinde “uyanık” ve teslimiyette samimî olduğunu “gösteren” ibâdet. 
Bence! namaz, en az üç aşamalı bir ibâdet. 
İlki, “şekil şartlarına” (tâdil-i erkân) riayet. İkincisi, özü kavrama (huşû). Üçüncüsü, “hayatı namaz gibi yaşama”!.
İkinci aşama bile zorken, üçe geçebilmek çook zor olsa gerek. 
Bilelim ki her aşama birbiri ile bağlantılı. İlkinde (dışardaki ve içerdeki) 12 şart yerine getirilmeli; ikincide bu şartların gayesine odaklanılmalı; üçüncüde bu şartlar hayata taşınmalı. 
Namazın 12 şartı :
Dış şartlar : 1) Tahâret. Hem dış hem iç temizlik. 2) Setr-i avret. Örtünme. İleriki aşamada hayâyı da içine alır. 3) Kıble. Kâbe’ye dönme. İleri aşama, “ortak hedef, ortak amaç”. 4) Vakit. Namazın zamanında kılınması, işlerin zamanında yapılması. 5) Niyet. Duygu ve düşüncedeki temizlik. Dış şartlar 6’dır; tahâreti biz burada hades ve necaset diye ayırmadık.
İç şartlar : 1) Tekbir. Sadece Allah’ı Büyük görme, büyüklüğü O’na hasretme. 2) Kıyam. Ayakta durma. Kıyam etme. Niçini, 2 ve 3. aşamada. 3) Kıraat. Kur'ân okuma; sonra da bu okumayı derinleştirme. 4) Rukû’. Sadece Rabbin Önünde/Huzurunda eğilme. 5) Secde. Sadece O’nun için alnı ve yüzü, tüm bedenle birlikte toprağa serme. 6) Tahıyyât. Secdeden sonra tekrar hayat bulma ve asıl hayatı Allah’a verme. = et-tahıyyâtü lillâh. Salavâtı ve tayyıbâtı da Nebî’ye tahsis etme ve Ona selâm verme; daha sonra da bu selâmı salih kullara dağıtma...
Bence!, ikinci aşama = huşû, bu bilince bağlı olarak şekillenir. ‘Bence’nin altını çiziyorum; bu benim düşüncem; bu konuda herkes farklı düşünebilir. Üçüncü aşamaya = namazın hayata taşınmasına da bundan sonra geçilir ve artık hayat, “dâimî namaz” olur. = “ellezîne hüm alâ salâtihim dâimûn.” (70/23.)
Bence! 23/2’deki “ellezîne hüm alâ salâtihim hâşiûn.” ikinci aşamaya; 70/23 de, üçüncü aşamaya karşılık gelir; ilk aşama zaten zorunlu = olmazsa olmazdır. Birinci aşamadan ikinci aşamaya geçenler, kendilerini; ikinci aşamadan üçüncü aşamaya geçenler, diğer insanları (toplumları) “düzeltmeye = eğitmeye”! adaydırlar. Çünkü namaz = salât, onu kılan insanları tüm kötülüklerden uzak tutar.
“Kitâb’tan Sana vahyolunanı oku!. Salâtı ikâme et (ayağa/atağa kaldır)!. Salât, (kılanları) fahşâdan ve münkerden (her türlü kötülükten) alıkoyar. Kesinlikle Allah’ın Zikri = Kur'ân,  Allah’ı Zikir = Allah’ı hatırlama çook daha büyüktür. Allah, yaptığınız şeyleri bilir.”
اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
(29/Ankebut, 45.)
Namaz, hem Allah’ın Zikrini = Kur'ân’ı, hem de Allah’ı hatırlamadır; bu hatırlama, daha sonra (üçüncü aşamada), hatırlatmaya dönüşür.
Kıldığımız namazları “geliştirmeliyiz”! ki, o namazlar, bizi her geçen gün daha iyi bir Müslüman kılsın!.
Biz namazı kılarken; namaz, bizi de kılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET