KARAMSARLIK

Karamsarlık, ümitsiz olma hâli. Çalışıp-çabalayıp sonuçtan = başarıdan emîn olmamak.
Mü’min’e karamsarlık = ümitsizlik yakışmaz. Mü’min, yaptığı işten ve onun sonucundan emîn olan insandır; o, yaptığı işi bilerek ve inanarak yapar, sonucunu da er ya da geç alacağını bilir (= inanır).
Şahsen ben, her konuda olduğu gibi bu konuda da Efendimizi örnek almamız gerektiğini düşünüyorum. Efendimizin 23 yıllık Risâlet döneminin ilk yıllarında Ona 3-5 kişi inanmıştı. İlk beş yılda bu sayı 40’ı zor bulmuştu; Hz. Ömer’in 5. yıldaki 40. Müslüman olduğu söylenir. Beş yılda 40 kişi!. Bir yılda = 365 günde 8 kişi. Bu rakam ayda yaklaşık bir kişiye bile tekâbül etmez = 0.675 kişi. Siz, Efendimizin yerinde olsanız, karamsar olmaz mıydınız?! ama O, bunca eziyete, bunca sıkıntıya rağmen Kendinden emîndi = Mü’min’di.
Hicretteki, 13 yıl sonraki sayı, 100’lerle ifâde ediliyor; büyük kırılma = sıçrama, Hudeybiye’den sonradır.
...
Başarının burada elde edilmesi şart mıdır?
Hayır.
Tavizsiz ısrar = da’vada sebat esastır; âhirete inananlar için sonuç er-geç gelecektir.
Efendimiz karamsar olsaydı, (hâşâ) makyavelist bir politika izleyebilir, “dik duruşunu” bozabilirdi; o zaman da “dinin ruhu” bozulur, o din “sıradan bir ideolojiye” dönüşür, diğer ideolojiler gibi çabuk söner, etkisi bugüne kadar taşınamazdı, bugün bu kadar insanı (1,5-2 milyar, 1400 yıllık geçmişi de katarsak milyarlarca insanı) da etkileyemezdi.
Efendimiz Kendinden emîndi, sabretti; Rabbi de Onun Sesini çeyrek asır bile geçmeden = 23 yıl gibi kısa bir sürede tüm dünyaya duyurdu. Biçok Elçi’ye aile fertleri hariç bir kişinin bile inanmadığı söylenir; Hz. Nuh ()’a oğlu bile inanmamıştı. Onların görevlerini yapmadığını söyleyebilir miyiz?!. Hayır. Onlar da biliyorlardı Kendilerine hesap sorulacağını. Bir taraftan Kitâb = 7/Araf, 6. âyet, “feleneselenne’llezine ursile ileyhim veleneselenne’el mürselîn. = Kesinlikle kendilerine Elçi gönderilenlere de Elçilere de soracağız.” derken, diğer taraftan da “ve lâ tezirû vâziratün vizra uhrâ. = Kimse kimsenin yükünü yüklenmez.” der.
Bizim başarıp-başaramadığımız sorulmayacak = başarımıza bakılmayacak, samimiyet ve ciddiyetimize (= iyi niyetimize ve kararlı duruşumuza) bakılacak. Allah-u A'lem.
Karamsar = ümitsiz olmaya hiç gerek yok!. Rabbimiz istemezse, biz kendimizi yırtsak, tüm dünyayı versek, bir kişinin kalbini bile kazanamayız; Rabbimiz bizim samimiyetimize bakarak = bizi kul-lanarak, istediğine hidâyet bahşeder; hidâyet O’nun Elindedir, El- Hâdî O’dur.
Vesselâm. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET