BAĞIŞ-LAMA

Bağış, maddî ve manevî bir karşılık beklemeden (= Allah rızası için) verme; bağışlama, affetmedir.

Maddî ve manevî olan her şey bağışlanabilir; bağışlama/affetme ise, daha çok manevî alana aittir.

İslâm’ın indiği dönemde maddî bağış, bikarşılık (saygınlık) umuduyla vardı; ama manevî bağış, “zül” kabul ediliyordu. Onların anlayışında, iyiliğe iyilikle; kötülüğe de kötülükle muamele etmek esastı; kötülüğü affetmek korkaklık (= zül, zillet) sayılıyordu; İslâm, bu anlayışı da değiştirdi. 3/134 ve 41/34-35. âyetler, öfkeyi yenmeyi = öfkeye hâkim olmayı (= kâzimînel gayze) ve kötülüğe iyilikle muamele etmeyi emreder; kötülüğü iyilikle sav = idfa’ billetî hiye ahsen” der.

“İyiliğe iyilik, her kişinin; kötülüğe iyilik er kişinin; iyiliğe kötülük ise şer kişinin kârıdır.” Şeyh Edebâli.

Bağışlayanı, Bağışlayan Rahmân da bağışlar.

Asıl/asil olan, kazanmaktır, kaybetmek değil.

Bu, “büyük pay sahiplerinin = zû hazzın azîm” işidir. (41/35.)

Payınızı büyütmek istemez misiniz?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET