ÜFLEME/K

Üflemek, nefes vermektir ve canlılık = hayat belirtisidir. 
Nefes alıp-veremeyen canlı, ölüdür.
Bir iş yapabilmek ve konuşmak (söz söylemek, emir vermek vb.) nefes (alıp) vermekle olur.
Nefes alınmadan üfleme (nefes verme) olmaz!. Ama, Rabbin üflemesi, nefes almadan gerçekleşir!. Nefes alma, muhtaçlık demektir; Rabbin hiçbir şeye (nefese de) ihtiyacı olmaz. Bizim O’nun nefesine = üflemesine ihtiyacımız vardır, O bize hâlâ nefes üflemeye devam etmektedir. Üfleme, “olmuş-bitmiş” bir iş değildir. O, her ân bir iştedir = “... külle yevmin Hüve fî şe’n...” (55/29). Kimi bunu biliyor, kimi bilmiyor veya unutuyor; “fî tarihinde” üfledi ama ben unuttum diyor.
Unutanlar, o nefesi boşa veriyor = çar-çur ediyor!. Unutmayalar, onun kıymetini bilmeye gayret ediyor. 
Kanunî (Avnî), nefes alıp-vermeyi sıhhat olarak görmüş; “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demişti. Oysa nefes, aynı zamanda hayattır, hayat da El-Hayy-el Qayyûm’un bize verdiği emanettir. O, yarın bize bu emaneti nasıl kullandınız = Benim “kullanın!, dediğim yerlerde mi kullandınız?!’, diye soracaktır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET