TEMEL DİNÎ KAVRAMLAR

Mü’min. Müselman. Münkir. Müşrik. Münafık. Mücrim. Kâfir. Fâsık. Fâcir. Gâfil.

İnşaallah, bu kavramların her biri hakkında birer sayfa yazarım; burada, sayı çok olduğu için birer cümle ile tanım yapacak, farklarına ve birbirleri ile ilişkilerine kısaca değineceğim.

Mümin : Rabbi olan Allah’a iman eden, O’na güvenen ve O’nun dediğini yapan, yapmaya gayret eden kişidir.

Müselman/Müslüman  : Kur'ân’da Müslimûn = İlâhî iradeye teslim olanlar şeklinde geçer, Müselman/Müslüman Farsçadır, oradan Türkçeye geçmiştir.

Münkir : İnkâr eden. Tanımayan. Kabul etmeyen. Biz, inkâr ile küfrü = kâfirliği neredeyse aynı görüyoruz; oysa inkâr yok sayma; küfr = kâfirlik, örtme, gizlemedir.

Müşrik : Allah’a şirk = ortak koşan kişidir. 

Münkir, Allah’ı inkâr eder = yok kabul eder; müşrik, O’nu kabul eder ama O’na ortaklar koşar; kâfir, O’nu tanır = O’nun varlığını bilir ama tanımamazlıktan, görmemezlikten gelir, O’nu gizler = örter.

Münafık : İki yüzlü davranan, yanar-döner olan, inancına nifak sokan kişidir.

Mücrim : Suçlu. İnancına aykırı kötü işler yapan, günah işleyen kişidir.

Kâfir : Örten. Gizleyen. Örterek = gizleyerek inkâr etmeye = yok saymaya kalkan kişidir.

Fâsık : Cürm (günah) işleye işleye doğru yoldan çıkan, sapan kişidir.

Fâcir : Günaha = kötülüğe düşkünlüğü olan, üzerinden kötülük fışkıran kişidir. Kefere, feceredir = keferatül fecera” (80/42.)

Gâfil : Hafif tâbiriyle dalgın (unutkan); gerçek anlamıyla düşüncesiz, basiretsiz, gerçekten = Hakk’tan, hakikatten habersiz, aymaz kişidir.

...

Şimdi gelelim bu kavramlar arasındaki ilişkiye.

0 ilâ 100 arası bir skala belirleyelim ve matematikteki küme kavramından yararlanalım ve imanı = iyiliği temele = merkeze alalım. Böyle bakarsak :

Mü’min, en az 51 oranında Allah’a güvenen = inanan insandır, 99/100 olanı mükemmeldir; eğer o, 49’a düşerse münkirliğe ve kâfirliğe doğru yol alır. Kâfir ve münkir ise, bunun tersidir; o, 51’den başlayarak 100’e kadar kötülük peşindedir; iyiliği, Hakk’ı ve hakikati inkâr eder.

Fısk ve fücur da (Fâsık ve Fâcir de) kötülük bazında 1 ilâ 100 arasında bir değişim gösterir. Bir Mü’min’in imanı 51 ise, 49’unda fısk-u fucür var demektir; bu iman 99 ise 1’i fısk-u fucürdur.

Şimdi de kümelerin kesişim yerlerini düşünün. Aslında = idealde, iman ile küfür (inkâr), kesişmeyen iki ayrı kümedir. Aslında kimse inkâr etmez, inkâr numarası yapar, bu da küfr = kâfirliktir. Müşrik, Bir İlâh’a güvenmediği = O’nu yetersiz (güçsüz vs.) bulduğu için, bir kaç ilâhın kendi aralarında ortak olmasını (ortaklık = şirket kurmasını) daha “garantili”! bir yol olarak görür, o ilâhların kendi aralarındaki anlaşmazlıkları (kıskançlıklarını vs.) hesaba katmaz...

Bir Mü’min, (kümenin) içine bilerek ve kasten inkâr ve küfr sokmaz, sokamaz; ama (sokmasa/girmese iyi de), ona (o kümeye) gaflet, fısk ve fucür sokar/girer, sokabilir/girebilir; bu Mü’min'e, günahkâr Mü’min denir.

Ama bir kâfir, bir müşrik, örttüğü = gizlediği, iş ve güç birliği yaptırdığı ilâhları terk edip, onları Tek ve Bir İlâh’a dönüştürmediği = ilâhlar arasındaki kavgaları ve bu kavgaların kişi ve toplumdaki yansımalarını sona erdirmediği sürece, iyi bir Mü’min (iyi biri) olamaz. Önce, içerde (kalpte/gönülde) temizlik yapılmalı, pislik yapan o sahte ve aslında olmayan ilâhlar kovulmalıdır.

Cürm, gaflet, fısk, dolayısıyla mücrimlik, gâfillik ve fâsıklık kalpte lekelere yol açar; bu lekeler artarsa kalp kararır, küfre ve şirke yol verilir. Mü’min, içinde (kümesinde) ne kadar az cürme (suça = günaha), gaflete, fıska yer verirse, o kadar iyi bir Mü’min, iyi bir Müslim (Müslüman) olur.

Umarım, kelimelerin anlam havuzunu (= kümelerini) ve bunların birbirleri ile ilişkisini (kesişimlerini) biraz da olsa tahayyül ettirebilmişimdir. Ben, ‘kim Allah’ı inkâr ederse, kâfir olur. (müşrik olur).’ cümlesini Kur’ân Arapçasının kompozisyon bütünlüğü açısından doğru bulmam. Kimse Allah’ı inkâr etmez, etmiyor; gizliyor, gizler; müşrik ise, Allah’ı, ya diğer ilâhların arasına atar ya da onlara başilâh yapar.

Mü’min ise, Allah dışındaki tüm ilâhları inkâr eder.

Ama maalesef, Tek ve Bir İlâh’a = Allah’a iman ettiğini söyleyen bazı Mü’minler, iman ettiği bazı ilâhları gizliyor; gizli şirke = şirk-i hāfîye düşüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET