YASİN-6

Kur'ân’ın Kalbi : Yâsin-6

Görmediler mi (anlamadılar mı), Biz onlara kudretimizle davarlar (= nice nimetler = enâmen) halk ettik = yarattık, onları kendilerinin emrine verdik (fehüm lehâ mâlikûn). (İsteseydik, onlara mâlik olamazlardı.)

Bütün nimetleri onlara boyun eğdirdik, hayvanları evcilleştirdiler, onların etini yiyor, sütünü içiyor, onlarla yük taşıyorlar ve onlara biniyorlar... ama hâlâ şükretmiyorlar. 

Üstelik bir de (bütün bunları başkaları yaratmış gibi) Allah’tan başkasına/başkalarına kulluk ediyorlar ve Allah’tan başka taptıklarından yardım dileniyorlar!.

Onların (o taptıklarının) onlara yardıma gücü yetmez; aksine onlar, onlar için hazır askerdirler.

(Ey Rasülüm!.)

Sen onların sözlerine (ileri-geri konuşmalarına) üzülme!. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz. 

O (onlar) Bizim kendilerini bir damla sudan = nutfeden yarattığımızı unuttu/lar da Bize apaçık hasım (başımıza düşman) kesildi/ler.

(Küstahça) Bize ders (misal) vermeye kalktılar. Dediler ki : Biz öldüğümüz zaman kemiklerimiz çürüyecek, o çürümüş kemikleri kim diriltecek?!. (de bize tekrar hayat verecek ve bizi hesaba çekecek?!.)

De ki onlara : (Hani siz ilk yaratılışını unutmuştunuz ya!, O sizi bir damla sudan yaratmıştı ya), işte O ilk yaratan diriltecek!. O, her çeşit yaratmayı en iyi bilendir.

Size yemyeşil (yaş) ağaçtan (taştan/kömürden) ateş çıkaran O’dur; onunla/onlarla ateş yakıyorsunuz. 

Gökleri ve yeri yaratan, sizi tekrar yaratamaz mı?!. O, yaratmanın her çeşidini Bilen, çook iyi bir Yaratıcıdır.

Bişeyi yaratmak isterse, ona sadece “OL!” der, o da hemen oluverir!.

Bütün melekût (âlem) O’nun Elinde-Emrindedir, O Münezzeh’tir = Nezih/Tertemizdir. (Sizler gibi) her şey (de), O’na dönecektir.

(Kimse yok olmayacak ve hesaptan kaçamayacaktır.)

...

Yasin’i genelde “ölülere/ölmüşlerimize” okuruz, onunla ölülerin dirilmediğini bile bile!... Oysa O, kendinin diriler için olduğunu söyler (70. âyet ); biz “diri” olmadığımızdan olsa gerek, Onu ısrarla “ölüler için!” okumaya devam ediyoruz. “Ölüler”, Onu anlamaz; biz yaşayan ölüler de anlayamıyoruz; oysa O, “yaşayan ölüleri” diriltmek için inmiştir.

...

“Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, Allah’a ve Resul’üne icabet/itaat edin. (istecâbe : olumlu cevap/karşılık verme.). Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Kuşkusuz hepiniz O’na dönüp/döndürülüp toplanacaksınız.”

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

(8/Enfal, 24.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET