MÜSLÜMANLARIN SERVET ve ŞÖHRETLE İMTİHANI


Bizim en büyük aymazlığımız, Rabbimiz katında malın-mülkün (zenginliğin), şöhretin, akademik, idarî, dinî ve siyasî unvanların bir değerinin olduğunu sanmaktır. O’nun için bunlar basit birer araçtır, O onlarla  bizi dener. Önemli ve değerli olan, onları Rabbe kulluğun bir aracı olduğunu bilerek kullanmaktır.
Müslüman bunları böyle kullanır; kullanmıyorsa, parayı, şöhreti ve unvanı Müslümanlığına tercih ediyor demektir. Kullanmak istiyor ama kullanamıyorsa, bir an önce onlarla bağını kesmeli/koparmalı, fakirliği ve sıradanlığı tercih etmelidir. O zaman da meydan gayri müslimlere kalır denirse, ben de aradaki farkı sorarım. Yine de azıcık da olsa fark olur denirse, ben de buradaki azıcık fark, zamanla Müslümanları Müslümanlığından çark ettirir/ettiriyor; Müslümanların İslâm’la arasını açar/açıyor; o Müslümanlar, servet, rahat, konfor ve itibar ile çürür/çürüyor; derim.
Azıcık tarih biliyorsam, Müslümanlar dün de bugün de servet ve şöhretle olan imtihanlarını kaybetmişlerdir; istisnalar kaideyi bozmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET