TATMAİNN-ÜL QULÛB

Tatmainn-ül Qulûb : Kalbin mutmain olması.

Kalbin hâlleri ne ola ki, tatmine ersin?

Kalp, oraya-buraya dönen; sürekli değişen; insana sürekli değişik “heyecanlar” yaşatan, bitürlü istikrara kavuşmayan...

Tatmin, güven, huzur, rahat; ‘tamam deme’ hâli.

Kalbin tatmini, artık onun (kalbin) sağa-sola, ona-buna akmaması, bişeyde ve biyerde karar kılması, tamam demesi; ne yaptığını ve niçin yaptığını bilmesi.

Herkeste kalp var; herkesin kalbinde çeşitli duygular, istekler var. Kimi onu, kimi şunu (para-pul, mal-mülk, makam, kadın-kız, vs.) ister ve isteklerini gerçekleştirmek için çabalar, onların uğruna ölümü bile göze alır.

Kalbimizdeki tüm istekler (duygular), “Allah’ı Zikir ile Allah’ın Zikri ile” tatmin oluyorsa, huzura ermişizdir. “elâ bizikrillahi tatmainnül kulûb.” (13/28.) Bu, tüm isteklerimizi terbiye etmenin tek ve en emin yoludur.

Kimlerdir o huzura/tatmine erenler? 

Âmenû olanlar = İman edenler ve salih (iyi, doğru ve güzel) işler yapanlar. (13/29)

Para kazanmayanlar değil, parayı (= malı-mülkü) Allah için (lizzekâti fâilûn, 23/4) kazananlar.

Makam-mevkî peşinde olmayanlar değil, o makamı, o mevkiyi O’nun için (= adâlet ve hakkâniyet için) kullananlar.

‘Karı-kız peşinde’! olmayanlar (= hiç evlenmeyenler) değil, haramdan (= zinadan) uzak durmak ve salih evlât yetiştirmek için evlenenler...

Ne yapıyorlarsa, Allah “yap”! dediği için (O’na inandıkları için) yapanlar ve yaptıklarını en güzel şekilde yapmaya gayret edenler. (âmenû ve amilussâlihât.)

Bütün işlerimizde böyle bir “kıblemiz” olmazsa dağılırız, savruluruz; kulluk bu, zikir bu, huzur burda!.

Ama maalesef biz zikri, büyük oranda münzevîlik ve tembellik olarak görüyoruz. Bu tür bir zikir belli bir süre alıştırma (temrin) için gerekli olabilir ama buradan bir an önce kurtulmalıyız, yoksa sayaca döneceğiz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET