İLLÂ

İllâ, istisnâ edatı olarak bilinir. En + Lâ veya İnne + Lâ’nın birleşimi olduğunu da söyleyenler olmuştur. Kitâb’ta yaklaşık 600 kez geçer; çoğu yerde de istisnâ anlamı verir; bazı yerlerde ise istib’âd, istinâf, ba’de ve gayr anlamındadır.
(İstisnâ : Hariç tutma. Ayrı tutma. (Kuraldışı bırakma). İstib'ad : Mümkün olmama. Yakıştırmama. Uzak olma. Uzak tutma. İstinaf : Yeni bir cümleye başlama. Ba'de : Sonra. Gayr : Dışında. Başka. Haricinde.)
İllâ, İslâm’a giriş cümlesinde de (Lâ ilâhe illâ Allah da) olduğu için bu edatın (illâ’nın) dildeki görevine duyarsız kalamazdım.
İllâ, olumsuz cümlelerden sonra gelirse, illâdan sonra gelen olumlu olur; illâ kendinden sonra geleni o olumsuzluktan istisna eder, müstesnâ kılar. Olumsuz cümle, Kelime-i Şehâdet’te olduğu gibi lâ ile yapılmış ise illâ istisnası mutlaktır ve munkatı’dir. Mâ (leyse, lem, lemmâ, len gibi olumsuzluk edatları) ile yapılmışsa, illâ istisnası, ya bir şarta bağlıdır ya da o istisnâ, bir grubu veya bir mazareti ifâde eder. “ve mâ muhammedun illâ rasûl. Muhammed, sadece Rasûldür.” Tek Rasül, Muhammed değildir; ayrıca Muhammed, kırk yaşında Rasül olmuştur. “mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillah” Musibetin birine isabeti, Allah’ın iznine bağlıdır; gibi...
Lâ ile illâ, tüm zamanlarda ve tüm mekânlarda geçerlidir. Allah, tüm zamanlarda ve mekânlarda yegâne/tek İlâh’tır = Lâ ilâhe illâ Allah. 
Mâ ile illâ, belli zamanlara ve belli mekânlara özgüdür. Muhammed, 610’dan sonra Resuldür; Ondan önce de Rasuller gelip-geçmiştir. Ondan önce gelip-geçen Rasuller, tüm dünyaya değil, dünyanın belli bölgelerine (mekânlarına) gönderilmişlerdir.
“ve mâ haleqtül cinne vel inse illâ li yéabudûn. Ben insanları ve cinleri sadece ve yalnızca Bana ibâdet etmeleri için yarattım.” (51/56.) ama bu insanların ve bu cinlerin hepsi O’na ibâdet etmiyor!; neredeyse O’na ibâdet edenler istisnâ!. Demek ki, O’nun isteğine uymayan insanlar var. “ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn. Biz Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Gönderme sebebimiz : Âlemlere rahmet olman = onlara örnek olman ama o âlemler (herkes), Seni örnek almıyor, Sen herkese rahmet olmuyorsun!.
Kelime-i Şehâdet’in illâ’dan önceki ilk kısmı (müstesnâ minh) = Lâ ilâhe, nefy = olumsuzlama = inkâr ve reddir; illâ’dan sonraki ikinci kısmı (müstesnâ) = illâ Allah ise, isbat ve kabuldür. Hakikatte Allah’tan başka, Allah’tan gayri ilâh yokken, insanlar Allah’tan başkasını = gayrisini ilâh kabul ediyorlar. Onların bu kabulü, kendileri (onlar) katında geçerli imiş gibi olsa/görünse de Allah katında geçerli değildir. Bunu, şimdi anlayamıyorlar ama çook kısa bir zaman sonra Allah’tan başka bir ilâhın olmadığını anlayacaklar; anlayınca da çoook büyük yanlış yaptıklarını görecekler, pişman olacaklar ama o pişmanlık artık onlara bifayda vermeyecek!.
Lâ ilâhe = hiç ilâh yok, deyip de (materyalist veya ateistler gibi) illâ Allah dememek, ilâhsız = Allahsız bir dünyada yaşamayı kabul etmektir ki bu, korkunç bir güvensizlik ve çaresizliktir. Çıldıran (= deliren, kafayı yiyen) adamların, materyalist, ateist olmasına şaşırmıyorum.
Lâ ilâhe illâ Allah yerine Lâ ilâhe illâ Lât veya Menât, ... demek de mümkündür!; böyle diyenler de olmuştur, oluyor; illâ’dan sonra söylediğimiz = tasdik ettiğimiz = inandığımız ilâh, mükemmel bir ilâh olmazsa, o ilâh gerçek ilah olmaz; bu sözümüz yerini bulmaz. Allah dışında hiçbir ilâhın mükemmel özellikleri yoktur, onlar zaman ve mekâna mahkûm, ölümlü varlıklardır; sadece Allah, zaman ve mekândan münezzeh, en kemâl özelliklere = isimlere sahip İlâh’tır = LeHû-l Esmâ-ül Hüsnâ; LeHû-l Mülk. LeHû-l Emr. LeHû-l Hamd. LeHû mâ fis semâvâti ve mâ fil ard ve Huve-l Aliyy-ül Azîm. Lâ ilâhe illâ Hûve-l Hayy-ül Qayyûm. 
Mâ ve lâ kullanılmadan = olumlu cümlelerde kullanılan illâ, sadece anlamı verir. câe ehadun illâ aliyyün = sadece Ali geldi = Ali’den başka kimse gelmedi; gelecekler vardı, onların gelmesini bekliyorduk ama gelmediler.
Çoğu insan ‘lâ ilâhe’ diyor = inkâr ediyor veya bir çook ilâha kulluk ediyor, bir çook ilâhı kabul/tasdik ediyor ama illâ Allah, illâ Allah = sadece Allah, sadece Allah, başkası değil; demekte zorlanıyor. Tevhîd, ilâhlıkta = ulûhiyette, illâ Allah, illâ Allah = sadece Allah, sadece Allah demektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET