YASİN-4
Kur'ân’ın Kalbi : Yâsin-4
Onların nesillerini (zürriyetlerini) dolu bir gemide (analarının rahminde) taşımamız da bir âyetti; yine onun gibi gemiler (araçlar ve dünya) yapmamız da. Dileseydik, onları oralarda (ana rahminde ve o gemilerde) boğardık. (Onları yerin dibine de geçirirdik.) O zaman onların oralardaki feryatlarını kim duyabilir; onları kim kurtarabilirdi?!.
Tarafımızdan bir rahmet (merhamet) olmasaydı; onları belli bir süre yaşatmak istemeseydik!.. (böyle de yapardık).
Durum böyleyken onlara, “korkun!” (ibret alın!) da size merhamet edilsin diye âyetlerimiz kendilerine hatırlatıldığında = okunduğunda, ondan yüz çevirirler (umursamazlar).
Onlara Rabbinizin size rızık (geçimlik) olarak verdiği şeylerden “verin!” dendiğinde, Rahmân’ın doyurmadığını biz mi doyuracağız, (= O’nun vermediğine biz mi vereceğiz), siz apaçık bir sapıklık içindesiniz, derler.
Yine onlar, bu sözünü ettiğiniz azap ne zamanmış diye de sorarlar, o hesabı da hesaba katmazlar, onunla alay ederler, onu da küçümserler.
Onlar, sadece bir çığlığa = sayhaya bakıyorlar!. O çığlık = sayha, onlar kendi aralarında tartışıp/çekişip dururken ansızın gelecek ve onları yakalayıverecek!.
İşte o zaman, ne bir vasiyette bulunabilirler ne de ailelerine (evlerine) dönebilirler!. (O çığlık = sayha, onları bulundukları yerde ve hâlde yakalayacaktır.)
Bir de büyük sayha var : Sûr. Sûr’a üfürüldüğünde kabirlerinden kalkarlar ve Rablerine (Bize) doğru akın ederler.
O zaman, “Eyvah! başımıza gelenlere!, bizi kim kaldırdı?!. Meğer Rahmân’ın va’di hakmış = doğruymuş!, Mürseller = Elçiler de doğruyu söylemişler.
Tek bir çığlık = sayha, onları Huzur’umuza getirmiştir!.
Artık onlara zerre kadar haksızlık edilmez; ne yaptılarsa onun karşılığını görürler.
...
Yorumlar
Yorum Gönder