TANRI TASAVVURU

“Tanrı’nın Varlığı”, bizim tasavvurumuz olabilir mi, bizim tasavvurumuz dışında bir Tanrı var mı?!. O, bizim tasavvurumuz olsa bile, o tasavvuru bize veren yine O; çünkü biz O’ndan “kopup-geldik”! = O bize ruh üfleyince O’ndan “koptuk”!, bize O’nu tasavvur ettiren yine o ruh.

Kant’ın söylediği gibi, biz sadece duyulara konu olan fenomenleri algılamayız, O’nun bize “üfürdüğü ruh” ile numenleri de algılarız. Kant ve onun gibi rasyonalistler bu konuda yanılıyorlar.

Duyulara konu olan fenomenlerde O’na işaret = âyet; ruhumuzda da O ve O’nun özlemi vardır.

“O’nun Dışsal Varlığı” algılardan ve idraklerden uzaktır; O, Sübhân’dır.

Biliyoruz ki “Tanrı Tasavvuru”, Tanrı değildir; Tanrı, aşkın/müteâldir ama biz O’nu anlayamayız, kavrayamayız. “ve mâ kaderullahe haqqâ kadriHî.” O’nu tasavvur (zikr) etmeden de (= hatırlamadan da) duramayız. O’nu tasavvur (zikr) etmeden (= hatırlamadan) duranlar, Tanrısız yaşamaya = Tanrısızlığa = anlamsızlığa mahkûm, “ot gibi”! yaşarlar.

Her şeye ve bize hayat veren Tanrı’dır; Tanrı hayattır, bizi hayata bağlayan Güç’tür. O, “El-Hayyel Qayyûm”dur. Hayat “kalitemizi” ne kadar iyileştirir = ahlâkî/ahlâklı kılarsak, O’na o kadar yakın olur; hayattan ne kadar uzaklaşırsak, O’na/O’ndan o kadar uzak dururuz.

Cennettekilerin derece derece hayat kalitesi O’na yakın; cehennemdekilerin hayat kalitesi ise yine derece derece O’na/O'ndan uzaktır.

Hayat, ruhtur; ruh, Tanrı’dandır. İnsan yaşamı, Tanrısal ruhu beden hapishanesinden kurtarmaktır. Beden de Tanrısaldır ama bedenin Tanrısallığı ile ruhun Tanrısallığı arasında müthiş fark vardır. Özgür iradesiyle ruhunu bedeninin hapishanesinden kurtaramayanı (bu aslâ bir intihar değildir!) Tanrı, ölümle kurtarır ama O’nun bu kurtarışı, bizi kurtarmaz!. Özgür iradesiyle ruhunu bedeninin hapishanesinden kurtaranı Tanrı, “güzel ölümle” kurtarır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET