TEİST, ATEİST ve PUTPEREST

Benim duygu (his) ve düşünce (zihin) dünyamdan tamamen kopuk olan dışarıdaki şeylerin -- bunlar eşya da Tanrı da olabilir -- bende hiçbir anlamı ve karşılığı olmaz/yoktur. Şeylerin ve Tanrı’nın var olduğuna inanma, onları içimizde hissetme/duyumsama ve idrak etme (bilme/anlama) demektir. Elbette Tanrı’nın varlığı, şeylerin varlığı gibi! hissedilemez ve bilinemez, O bambaşka ve güçlü bir histir, Tanrı’ya dair içimizdeki bu güçlü his, hiç zayıflamamalı; zayıflar ya da koparsa, bizim için Tanrı diye bişey olmaz/kalmaz!; ateistlerde böyle bir hissin/duygunun olmadığı gözlemlenmiştir = ateistler Tanrı duygusuna sahip değildirler. Putperestlerde ise, Tanrı duygusu ile eşya duygusu benzeşir/aynılaşır; onlar, Tanrı’yı da eşya (put) gibi görürler, O’nu zihinlerinde putlaştırır/somutlaştırırlar ve  “aşkın ve münezzeh = Sübhân” göremezler; bunun için, “işlenmiş, ince bir duygu ve ince bir zekâya” sahip olmak gerekir; iman buradan doğar, bu imanı da Tanrı’ya olan saygı = taqvâ güçlendirir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET