ÂYET

Âyet, hem işarettir, şeylere (varlıklara) işaret eder; hem de şeylerin (varlıkların) kendisidir, kendisinde olandır.

Sandalyeyi karşımda gördüğümde, onun şekli (yapısı) ile benim zihnimdeki sandalye bilgim uyuşursa, ‘bu sandalyedir.’ derim. Sandalyenin kendisi ile benim zihnimdeki sandalye bilgimi ilişkilendirmem aynı zamanda bilgimi test etmemdir. 

Ama, hiç Amazon ırmağını görmemişsem, zihnimde Amazon ırmağına dair bir bilgi de yoksa (onun nerede olduğunu, kaç km olduğunu vs. bilmiyorsam, biri bana bu konuda bişeyler söylememişse, Amazon ırmağı hakkında bir yazı okumamışsam), onunla tanışana kadar, o (Amazon) bende bir bilgi olarak bulunmaz ve ben onu bişeyle ilişkilendiremem. 

Görmediğimiz, hakkında bişeyler okumadığımız, duymadığımız şeylerin bilgisi bizde yoktur.

...

Tanrı’yı da görmüyoruz, O’na dair bilgi de bizde yok mudur?!.

Tanrı, Kendine dair bilgileri yarattığı şeylerin “içine” (bizim de içimize) yerleştirmiş; içe bakışı gerçekleştiremeyenler için de ayrıca dışardan hatırlatma (Zikr = Kitâb) göndermiştir.

İçimizdeki Tanrı bilgisi ile dışımızdaki Tanrı bilgisi uyuşursa, “Tanrı İşte Bu’dur.”!! deriz. İçimizdeki Tanrı ile dışımızdaki Tanrı’yı (= içerdeki âyetler ile dışardaki âyetleri) doğru bir şekilde buluşturamadığımız (onları doğru okuyamadığımız) için, Tanrı tasavvurlarımız farklıdır, Tanrı hakkında “şüphelerimiz”! bulunmaktadır.

“Âyetlerimizi onlara âfakta ve enfüste göstereceğiz, ki, O’nun Gerçek = Hakk olduğu açıkça belli olsun. Rabbinin her şeye tanık = şâhit/şehîd olması (sizce) yeterli değil midir?.”

سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ

(41/Fussilet, 53.)

(Not : Buradaki Onun (enneHü) zamiri, hem Hakk’a hem Hakk’ın gönderdiği Kur’ân’a gider; çoğu mealler siyak-sibak gereği Kur'ân’a gönderirler; Kur'ân da neticede Hakk’a işaret eden bir âyettir. Afak ve Enfüs ise, dış/dışarı (ufk) ve iç/içeri demektir.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET