DİN

Din, deyn’den (borçtan) Rabbimize borcumuzu ödemekse; Rabbimiz, bize verdiği borçları bizim gibi kulları aracılığı ile, bizim gibi kullarını (= yarattıklarını, toprak, su, güneş dâhil) kullanarak verir.

Konuyu kişiselleştirmek istemem ama başka türlü de anlatamam; kusuruma bakmayın. Yetim büyüdüm, biçook insandan maddî-manevî yardım gördüm; insanlardan (bu toplumdan, milletten) borç (yardım) alarak, devletin okullarında okudum. Devlet huzur (imkân) sağladı, millet de destek (yardım) verdi.

Epey uzun sayılacak bir süre (yak. 20 yıl), devlete hizmet (= memurluk) ettim ama bu hizmette/hizmetle millete olan borcumu ödeyemeyeceğime kanaat getirdim; çünkü : a) Hizmetimin karşılığını maaş olarak alıyordum. b) İstediğim gibi hizmet edemiyordum...

Emekli olmaya karar verdim. Emekli olunca da çalışıyorum, hatta emekli olmadan öncekinden daha çok, bu çalışmalarımdan herhangi bir ücret (maaş) almıyorum, inşaallah almayacağım da.

Neden?

Borcumu ödeyebilmek için. Ödeyebilir miyim, bilmiyorum ama Rabbim, gayretimi görürse inşaallah “ödenmiş sayar”. O’na güveniyorum ama işimi de kendimce ciddî yapıyorum, ciddîye alıyorum; benim “din/dindarlık algım” bu şekilde, böyle.

Nasılsa emekliyim, yattığım yerde O’na “şükrederek”!, O’nu “zikrederek”! de O’na borcunu ödeyebilirim!, değil mi?.

Ama ben böyle düşünmüyorum. O’nun Kitâb’ını (dinini) anlayabilmek ve anlatabilmek = O’na olan borcumu ödeyebilmek için biçook kitap okuyorum; her okuduğum kitaptan sonra O’nun Kitâb’ına dönüyorum. O Kitâb’ın yaklaşık 1/10’i (onda biri) ezberimde; onları her gün O’nun Huzurunda (= namazda) okuyorum = O’na her vakit tekmil veriyor ve O’ndan her vakit yardım dileniyorum.

Niyetimi O biliyor; yazılarımı da sırf bu amaçla yazıyorum. Dindarlığıma birileri değil, sadece O karar verecek, kimseden bir dindarlık pâyesi (övgüsü) de beklemiyorum. 

Böyle bir yazı yazarak, merkeze kendimi koyduğum için Rabbimden af; sizden de özür diliyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET