HAKEM
Kişiler, aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için, bir hakeme (hâkime) başvurur; mahkemeler bunun için var.
Müslümanlar arasındaki hakem de Kur'ân’dır.
Ama, Müslümanların O Kur’ân’ı "hakem olarak kullanış şekilleri"! farklıdır.
Tarihten örnek vereyim, siz bu örneği günümüze taşıyın.
Sıffin’de Muaviye (Suriyeliler), Hz. Ali (r.anh)’a (Iraklılara) yenileceklerini anlayınca, usta diplomat Amr b. As’ın teklifi ile Kur'ân’ı (= Mushaf’ı) mızraklarının ucuna takarak, “Kur'ân aramızda hakem olsun” derler; Hz. Ali : “bu bir oyundur, hiledir” dediği hâlde savaşı sona erdirmek zorunda kalır.
...
Kur'ân’ın (Vahyin) hakem olması, şeklî hakemlik, Mushaf’ın hakemliği değil, hükümlerinin hakemliği, fiilî hakemliktir, Onun hakemliği Ondaki hükümlere itaat (= Allah’a kulluk) şeklinde olur.
Yorumlar
Yorum Gönder