ÜÇ SECDE

Üç Secde :

1) Meleklerin Âdem’e (= bize) secdesi.

2) Kardeşlerinin Yusuf (a.s.)’a secdesi.

3) Bizim Rabbimize secdemiz.

Secde : Rabbin azameti (= büyüklüğü) karşısında kulun tüm benliği ile yere kapanarak, hiçliğini göstermesi, kendini “mahvetmesidir.”!.

Secde, kulun Rabbine en yakın olduğu an (nokta, yer) ise, bu secde, “acâib ve harika bişey” olmalı!.

İşte bu yazı, bunu ‘anlamaya yönelik’ olacak ve ‘kesin bir iddiada’! (yargıda) bulunmayacak; sadece ilk iki secdeyi, üçüncü secde ile kıyaslayacak.

Secde, mescid dahil, Kitâb’ta 92 kez geçer. 14 yerde de insanlar secdeye davet edilir = Kitâb’ta 14 yerde secde âyeti vardır. A’raf, 206. Ra’d, 15. Nahl, 49. İsrâ, 107. Meryem, 58. Hacc, 18. Furkan, 60. Neml, 25. Secde, 15. Sâd, 24. Fussilet,  37. Necm, 62. İnşikak, 21 ve Alak, 19.

...

Kardeşlerinin Yusuf (a.s.)’a secde etmeleri, Yusuf (a.s.)’ın çabasıyladır. Yusuf (a.s.), öyle ahlâklı bir hayat yaşamıştır ki, kardeşleri Ona secde etmek “zorunda” kalmışlardır. Ayrıntı için : Thomas Mann tarafından yazılan 4 ciltlik ‘Yusuf ile Kardeşleri’ kitabına bakılabilir.

Meleklerin Âdem’e (= bize) secdesi ise ‘bizdeki bilgi’ yüzündendir. Bu bilgiyi soyut = zihnî = epistemik bişey olarak görürsek, somutlayıp uygulayamazsak, kimse bize secde etmez!. Doğru bilgi (= ilim), uygulamaya konulduğu zaman, melekler o bilginin gereğini yaparlar; o bilginin sahibine secde (= itaat) ederler.

Bizim Rabbimize secdemiz de böyle olmalı; namazdaki secde ile sınırlanmamalı. Rabbimizin her emrine “baş üstüne, emredersin Ya Rabbî!” diyerek, koşulsuz ve tereddütsüz itaat şeklinde olmalı; namaz secdesi bunun provası olarak görülmeli. Kitâb’ta secde geçen âyetler dikkatli okunduğunda, Rabbe itaat kendini gösterir. “Onu (onları) dinleme; sadece Rabbine secde et!. (= sadece O’nu dinle! = O’na itaat et!.)” (Alak, 19). “Ey Meryem!, Rabbine gönülden bağlan, (sadece) O’na secde et, (O’na) rukû edenlerle (O’nun önünde eğilenlerle) sen de rukû et/sen de eğil!.” (Âl-i İmran, 43.) “Yaratılan her şey (= gökte ve yerde ne varsa) gölgeleriyle O’na secde ederler.” (Nahl, 48-49.) “Daha önce kendilerine ilim verilenler, Rablerinin âyetleri (= emirleri) kendilerine okununca, yüzüstü yere kapanır secde ederlerdi.” (İsra, 107.) “Bazılarına da sadece Rahmân’a secde edin denildiğinde, Rahmân da kimmiş!, bize emrettiğine mi secde edeceğiz? derler.” (Furkan, 60.) “Mü’minler de kendilerine Rablerinin âyetleri (= emirleri) hatırlatıldığında, (baş üstüne derler) yerlere kapanıp secde ederler, O’nu hamd ile tesbih ederler, bu konuda aslâ büyüklük taslamazlar (kibre kapılmazlar, gevşeklik göstermezler).” (Secde, 15.) “Muhammed, Allah’ın Resulüdür; Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı mukavemetli (çetin/güçlü), kendi aralarında merhametli ... rükû eden, secde eden ... insanlardır...” (Fetih, 29.)

“Artık (sadece) Allah’a secde edin ve sadece O’na kulluk edin!.” (Necm, 62.)

Bu secdeyi de sadece namazda yapmayın, hayatın tüm alanlarında yapın ki, din sadece Allah’ın olsun = Allah’ın sözü geçsin. Namazdaki secdeyi hayata taşıyın!. Allah’ın emirlerine muhalefet eden hiç kimseye secde (= itaat) etmeyin ki, sadece Allah’a secde (= itaat) ettiğiniz belli olsun.

“ellezîne hüm an salâtihim séhűn. = Onlar salâtın (namazın) ne demek olduğunu bilmezler.” (107/Mâûn, 5.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET