HİTAB & MUHATAB & KİTÂB

Muhatab

Muhatab : Kendilerine hitab edilen kişi ve kitle/topluluk.

Rabbimiz Allah = Kitâb’ımız Kur'ân : “Ya eyyühellezîne âmenû = Ey İman edenler!, dediğinde, Mü’minler topluluğu olarak bizlere = hepimize mi hitab etmiş olur ya da hepimiz bu hitaba aynı şekilde mi muhatab oluruz?!.

İlkine kolaylıkla evet desek de ikincisine kolaylıkla evet diyemeyiz. Neden? Her muhatabın hitaba duyarlılığı = dikkat kesilmesi farklıdır da ondan.

Bunu ne belirler?

İmanın gücü. 

Hitâb & Kitâb 

Kur'ân’a Hitâb diyenler ile Kitâb diyenler ayrışıyorlar. Ayrıştıkları nokta : Hitâb, Efendimize; Kitâb, bize. Efendimize Hitâb olmasaydı ortada bir Kitâb olur muydu?!.

Olmazdı ama Kitâb, bize taşınan Hitâb, ama biz, O Hitab’ı (= O Kitâb’ı) gereği gibi muhâtab alıyor muyuz?!. Asıl soru bu.

Yoksa, Kitâb’a Hitâb diyenlerin = Kitâb’ı sadece Hitâb olarak görenlerin (Kitâb’la = Mushaf’la sorunu olanların) kendileri de bir hitâb mı bekliyorlar?!.

Çook beklerler!...

Kitâb’ın Hedef = Muhatab Kitlesi

Dün (610-622), Kitâb’ın muhatab = hedef kitlesi küçük bir topluluktu, çöl şartlarında yaşıyorlardı; bugün Onun hedef kitlesi büyük ölçüde şehirlerde yaşıyor. 

“efelâ yenzurûne ilel ibili keyfe hulıqat?. Bakmıyorlar mı deveye, nasıl yaratıldı?.” (88/17) âyeti, şehirlerde yaşayan, hayatında hiç deve görmemiş insanlara ne söyler?!. Bu soru (deve sorusu), çölde yaşayanlar, deve kullananlar için hâlâ anlamlıdır ama bugün şehirlerde yaşayanlara devenin yerine yeni sorular sormak gerekmez mi?!.