MÜSLÜMAN

Müslüman, Allah’a teslim olan, müslim olan demek. (Aslı, Müslimîn; ‘Müslim-ân’, Farsça; namaz da Farsça, salât’ı değil namazı daha sık kullanıyoruz.)

“Hani Rabbi O’na (İbrâhim’e) : ‘Teslim ol!.’ demişti de O, âlemlerin Rabbi için (âlemlerin Rabbine) teslim (müslim) oldum demişti.” (2/Bakara, 131.)

Kişi, âlemlerin Rabbine teslim olmadan yolunu kaybetmiştir; ne bir yol araaar ne de bir yol bulur, oraya-buraya savrulur; hiçbir istikâmeti olmaz.

“İhdina-s sırât-al müsteqîm.” (1/Fâtihâ, 6.), doğru bir istikâmet arayanın şiddetli duâsı, isteği ve arzusudur. 

Allah’a teslim olmadan dosdoğru bir istikâmet bulunamaz.

Allah’a teslim olan, normalde mümin olur, her şeyden (yürüdüğü yol dahil) emîn olur. Teslim (Müslüman) olmadan Mü’min olunmaz!. Teslim olunca kalp yatışır, huzur bulur ama bu teslimiyet kalpten olmazsa (kalbe girmezse), iman kalbe girmez ve kişi Mü’min de olmaz.

“Bedevîler : ‘İnandık’ derler. De ki onlara : Siz daha imana ermediniz, sadece teslim oldunuz...” (49/Hucurât, 14.)

Aslında çoğumuz Bedevîyiz!.

Mü’min olsak, gönülden (kalpten) teslim oluruz ve her şeyden “emîn” oluruz.

“Allah’ın izni (bilgisi) dışında hiçbir musibet kişiye isabet etmez. Kim Allah’a iman ederse, Allah, onun kalbine hidâyet verir (doğruya yöneltir). Allah, her şeyi en iyi Bilen’dir.”

مَا أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ وَمَن يُؤْمِن بِاللَّهِ يَهْدِ قَلْبَهُ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

(64/Tegabun, 11.)

Kalbimizde doğruluk ve huzur yok da şüphe varsa, hidâyetimiz eksiktir; teslimiyetimizi (Müslümanlığımızı) yeniden bigözden geçirsek iyi olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET