HAYATIMIZIN HATASI

Nihiliste (nihilist, hiçci, hiç bir kural/sınır tanımayan) sormuşlar : ‘hayatının hatası nedir’ diye; “doğmak”, demiş ama doğmak bizim hatamız değil, hiç kimse isteyerek doğmuyor.

Hayatta bir çoook hata yaparız ama bazı hatalar hayatımıza mâl olur. Bir Müslüman olarak bu cümlede kullandığım ikinci hayatı hem dünya hem âhiret hayatı olarak anlamış olmalısınız.

Dünyadaki hayatımıza mâl olan hata, ölümcüldür, ölümle sonuçlanabilir ama âhiretteki hayatımıza mâl olan hata(lar), ölümcül değil ama ondan çook daha tehlikelidir.

Herkese göre hayatının hatası farklıdır; bana göre hayatımın hatası, hayatı (insanları, olayları) ciddîye almamak, önemsememek, umursamamaktır.

Niye?

Bu hayat kimseye bâki değil, kimse ölümsüz/ebedî değil. Bu dünyada kimse ebedî/bâkî yaşamıyor ama ebedî yaşayacakmış gibi davranıyor. Bu hâl, başta en yakınlarımız olmak üzere maddî-manevî hakkını aldığımız ve hakkımız geçen (üzerimizde emeği olan, emek verdiğimiz) insanları “biçiyor, onların kalplerini kırıyor” ve göçüyoruz. 

Anti-parantez söyleyeyim. Belki yüzlerce cenazeye katılmış, onlarca yakınımızı öteye/âhirete göndermişizdir. Gidenler, musallâya konunca helalleşme yapılıyor ya; orada soruluyor : mevtâya hakkınızı helal eder misiniz?!... herkes ediyor mu, ya etmeyen varsa!. Bu işin görünen yüzü, bir de görünmeyen yüzü var, mevtâ bize hakkını helâl eder mi?!. Bazı işgüzar/cahil/aymaz hocalar, mevtâ adına ‘bilvekâle onun da size hakkı helâl olsun’ diyor, meseleyi ciddîye almıyor; aslında bilse “hayatının hatasını” yapıyor, çook büyük yük/vebal alıyor.

Hayatımın hatası, seni tanımamdı; seninle evlenmemdi. 

Hayatımın hatası, bu mesleği seçmemdi.

Hayatımın hatası, senin gibi bir babaya (anaya) sahip olmamdı; böyle bir ailede (ülkede) doğmamdı vb. biçook elimizde olan-olmayan şeyler söyleyebiliriz. 

Ne söylersek söyleyelim, ilâhî uyarıları dinlemezsek, hayatımızın gerçek hatasını “ölünce” öğreneceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET