GÖRÜNTÜ

Somut cisimlerin görüntüsü, soyut “cisimlerin görüntüsü” gibi değildir. Görüntü, en-boy ve derinlikten ibarettir!. Bu “görüntüye” ‘şekil, sûret, resm, kalıp, sîga ve şahs’ denir. Her görüntünün bir rengi vardır ama her görüntü (ve renk) “gerçekte bir” değildir. Portakalın görüntüsü ile (matematiksel) kürenin görüntüsü aynı mıdır?!. İnsanın bedeni, görüntüsü ise ruhunun (aklının, duygularının vs.) görüntüsü nedir? Numen ile fonemeni (beden ile ruhu) birbirinden (burada) ayırmak mümkün mü?!.

Görüntüler (fenomenler, duyular) dünyası, hakikatin dünyası değil; hakikatin gölgelerinin (görüntülerinin, âyet ve işaretlerinin) dünyasıdır. Biz birbirimizin bedenini görüyoruz, oysa bedenimizin ötesinde (hem iç dünyamızda hem de dış ve öte dünyamızda) “müthiş görüntülerin” olduğu söyleniyor; din buna “gayb âlemi” diyor ama biz “gaybı”, kayıp gibi görüyor, şehadetle oyalanıyoruz!.

Şehâdet, Gayb Olan’a şehâdettir, görünene değil.

Ruhunu bedeninde gizleyenler, bedenini gösterir, bedenini ön plana çıkarır; ruhunu göstermek isteyenler ise güzel ahlâkını/huyunu gösterir, bedenini geri planda tutarlar; bunların ikisi de “kişinin kendisidir”, ikisi de “görünendir, görüntüdür”, ikisi de bedenin “görüntüsü üzerinden” “kendilerini gösterir.”!. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET