SU

Hayat kaynağı su. İçilir ve temizlenilir. Tüm meyve-sebze, ağaç, böcek, hayvan ve insan ona muhtaçtır. İnsan varlığının yarıdan fazlası sudur.

İnsan gibi su da kirlendi. İnsan kirlenince su kirlendi. Nehirlerden zehir akıyor, denizler katı ya da kimyasal atıklarla batıyor... insanoğlu içme sularına bile ‘bişeyler’ katıyor!.

Su umut/tu; su sağlık/tı; su hayat/tı; umutlar yıkıldı; sağlıklar bozuldu; (sular plastik kaplara girdi) hayatlar plastikle kaplandı.

Suyun umut olmasını en iyi ben, Hâcer vâlidemiz ile oğlu İsmail Efendimizin hayatından, zemzemden anlayabiliyorum. Kadın başınıza çöl ortasındasınız, yanıyosunuz, yanınıza aldığınız su tükenmiş; üstelik yanınızda küçük bir çocuğunuz da var; yanınıza aldığınız suyun neredeyse tamamını çoğunuza içirmişsiniz; susuzluktan bağrınız yanıyor, en çok da çocuğunuzun susuzluğu bağrınızı yakıyor; ‘bir yudum su’! diye çırpınıyor dağdan dağa (Safa ve Merve) koşuyor-bağırıyorsunuz; susuzluktan sesiniz de çıkmıyor!...

Ama su (zemzem) çıkıyor!...

Ve o zemzem asırlardır Mekke’ye (Kâbe’ye) hayat veriyor.

Su olmasa kim Kâbe’ye (Mekke’ye/Bekke’ye) uğrar?!.

Kâbe (Mekke/Bekke), ekin bitmeyen bir vadi, kuru bir arazi, çöl, etrafı da sert ve simsiyah kocaman kayalarla çevrili.

İbrâhim’in duâsı olmasa, Rabbi Onun duâsını kabul etmese, kim susuz Kâbe’ye giderdi?

“Ey Rabbimiz! Ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan bir vadiye; Beyt-i Haram'ın yanına yerleştirdim; Rabbimiz! Salâtı ikâme etsinler diye. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler.”

(14/İbrâhim, 37.)

Susuz, ekinsiz ve kayalık bir vadiyi Rabbim önemli bir “cazibe merkezi” kılmak isterse, ona/oraya su (zemzem) ile hayat verir.

Biyerde su varsa, orada hayat vardır; başka bişeyin olmasına gerek yok; başka şeyler yoksa, olan yerlerden îlaf (ticaret) yoluyla getirilebilir; Kureyş de onları îlaf (ticaret) yoluyla kışın güneyden yazın kuzeyden getiriyordu. (Kureyş Sûresi).

Petrol de sudur; menî de!...

Suyunuz (hayat kaynağınız) kesiliverse size suyu (hayatı) kim getirebilir?!.

“De ki onlara! :

O, rahmeti kesintisiz olandır. O’na iman ettik ve O’na tevekkül ettik. Artık kimin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu yakında bileceksiniz. Düşünsenize, şayet suyunuz çekiliverse, size (akar) suyu kim getirebilir?.”

(67/Mülk, 29-30)

Suyun olduğu yerde hayat vardır ama o hayatlar doğru yaşansın diye en az su kadar, belki de sudan ve hayattan daha değerli bişeyin daha çıkması gerekiyordu : Hz. Muhammed. İbrâhim’in, İsmâil’in “suyundan”!.

O “Su” ile beslenmeyen hayatların dünyası da âhireti de “susuzluktan” yanar, kavrulur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET