ZOR

Bişeyi öğrenmenin ya da yapmanın kişiye güç ve imkânsız gelmesi, o şeyi öğrenmede ya da yapmada kişinin zor-lanması.

Bişey, kişiye iki bakımdan zor gelir. 1) O şey gerçekten zordur. 2) Kişi o şeyi yapmak için güçsüzdür, yetersizdir. İlki için de ikincisi için de kişinin güçlenmesi (güç toplaması) gerekmektedir; “zayıf” kişiye her şey zor gelir.

Kişi, bişeyin iyi-doğru-güzel olduğunu bildiği hâlde o şeyi yapmakta zor-lanıyorsa, 

1) İsteğini/iradesini güçlendirmelidir.

2) Bilgisini inanca dönüştürmelidir. 

3) Ona o şeyi yapmayı sağlayan dışsal ortamları/şartları oluşturmalıdır = yaşam biçimini değiştirmelidir.

4) O şeyi azar azar (parça parça) yapmaya başlamalıdır ve yapmakta “ısrarcı/azimli” olmalıdır.

Kitap okumak (namaz kılmak vb.) istiyorum ama okuyamıyorum (kılamıyorum) diyen biri, kitap okumanın (namaz kılmanın) iyi-doğru-güzel bişey olduğunu bilir ama bu bilgisi henüz güçlü bir iradeye dönüşmemiştir, sadece “bilgi düzeyindedir”, o bilginin inanca dönüşmesi ve o inancın da kendini ortaya koyacak maddî/fiziksel şartları/ortamları oluşturması gerekir. Sözgelimi bu kişi çok televizyon izliyorsa, televizyon izlemeyi azaltması, kendine “yeni/boş zaman” ayırması, o zamanda bu işleri yapmaya başlaması gerekir; başlayıp terk ederse, iradesini yeterince güçlendirmemiş, eski alışkanlıklarını terk etmemiş, azmini kaybetmiştir...

İyi-doğru-güzel bilinen bişey, azimle yapılmaya devam edilirse meleke hâline gelir; melekede bilinç/bilgi olmazsa âdete/alışkanlığa döner; âdet/alışkanlık da kişiye “zevk” vermez; belli bir süre geçince usanılır/bıkılır ve bırakılır.

Biçoğumuz kitap okumaya (namaz kılmaya vb.) başlamış ve belli bir süre sonra bırakmıştır.

Zorluğu kolay kılan, zorluktaki “hikmettir”!. Hikmet de “isteyene” verilir. “Kime Hikmet verilmişse, ona çoook hayr verilmiştir.” (3/Bakara, 269.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET