BİR KAVRAM BİR ÂYET

Ân’ı (آن), biz genellikle şimdiki zaman (şimdi) olarak biliriz; aynı ân, fiil olarak da kullanılır (âne/ye’ni), anlamı zamanı gelmek, yaklaşmak. 57/Hadid, 16’da “elem ye’ni...” diye sorulur. Kime mi?, diye soruyorsanız işte âyet :

“İnananların, Allah’ın öğütlerini dinleyip de Hakk’tan gelen şeyle kalplerinin yumuşaması zamanı gelmedi mi?!. Onlar daha önce kendilerine Kitap verilip, üzerinden uzun zaman geçince kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar; onların çoğu fâsık kimselerdi.”

أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَن تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET