CÛD
Cûd, cömertlik demek; cömertlik, kendine ait olan şeyi kolayca verebilme, sehâvet sahibi olabilme. Elde (kalpte, akılda) olmayan şey, veril(e)mez!. Verebilmek için sahip olmak gerekli. Sahip olmayı, mülk edinmeye dönüştürenler, veremez; onlar, sadece tüketir ve övünür. Derler ki “yeqûlü : ehlektü mâlen lübedâ. Ben biyığın/yığınla mal tükettim = telef ettim.” (90/Beled, 6.); ya da sahip olduğu malı/parayı sürekli yığarlar ve saydıkça-sayarlar. “ellezî cemea mâlen ve addede/h.” (104/Hümeze, 2.); ya da âhirete inanmadığı hâlde mallarını gösteriş için verirler (“...yünfiqu mâlehû riâen nâs...”, 2/Bakara, 262.) Böylelerine cömert denmez, “görmemiş ya da sonradan görmüş” denir. Cömert olmak için vermek; vermek için ise çalışmak (sahip olmak) lâzım. Sahip olmadan, olunmaz. Her ne kadar Erich Fromm, sahip olmayı ‘küçümsese’, olmayı önemsese de; sahip olmadan olunmaz!. Sahip olduğumuz (sevdiğimiz) şeyleri Allah yolunda infak etmedikçe, Birr’e (iyiliğe) erişemeyiz. (3/Âl-i İmran, 92.) (Birr hak