YA YOKSA?!
Bu soruyu yıllaar önce, içimdeki şeytan sormuştu; geçenlerde de dışımdaki bişeytan (kendini entel gören bir materyalist bir sohbet esnasında) sordu; daha doğrusu, “insanları kandırıyorsun/uz, “ya yoksa?”! diye hiç sormuyorsunuz.” dedi.
Kastettiği Tanrı, Hesap, Cennet ve Cehennemdi.
Didim ki ona : “Merak etme, ben bu soruyu yıllar önce kendi kendime sordum ve şu sonuca vardım, dinlersen sana da anlatayım.”
Anlat!, dedi.
Yoksa! :
1) Bu dünyada haksızlık yapanları cezalandıramıyor, haksızlığı önleyemiyoruz; o zaman herkesin yaptığı haksızlık yanına kâr kalır; haksızlık yapanlar her türlü kazanır. Niye, neden, niçin mücadele ediyoruz? Elbet haksızlıkla, zulümle mücadele edelim ama her zalime hem gücümüz yetmiyor hem de her zalime ulaşamıyoruz; herkese gücümüz yetse bile gözden kaçanlar, gizli zulüm yapanlar ne olacak?!.
2) Yine yoksa!, kaybedenler, haksızlığa uğrayanlar; kazananlar ise, zulmedenler olur ve herkes, haksızlık yapmayı yeğler; zayıflar = güçsüzler, güçlülerin oyuncağı hâline gelir. ‘Güçlüler de güçlensin’ diyebilirsin, onlar da güçlenirken pekâlâ haksızlık yapabilir, onlara kim ceza verecek? Sizin diyalektik dediğiniz işte tam da bu.
Varsa! :
3) Mazlumlar er ya da geç zalimlerden hakkını alır; zalimin yaptığı yanına kâr kalmamış olur.
4) Zalimler, kaybeder; mazlumlar, rahatlar; mazlumlardan yana değil miyiz?
5) Varsa!, burada zalimlerle yaptığımız mücadelenin “boşa gitmediğini” görür, biz de “rahatlarız”!.
6) Nasıl olsa hepimiz öleceğiz. “Varsa-yoksa tartışması”, ölüm sonrasına ait bir tartışma değil mi?
Ölünce, “yeni bir hayat” varsa!, ‘yok’ diyen kaybeder; ‘var’ diyen kazanır; yoksa!, ‘yok diyen de var diyen de’ bişey kazanamaz.
Kim kârlı, kim kazançlı?
Yorumlar
Yorum Gönder