İ'TİDAL

İ’tidal : Ölçülülük. İki aşırı uçtan (= ifrat ve tefritten) kaçınma. Dengeli bir tutum takınma.

Ekonomik olarak i’tidal, ne israf etme = saçıp-savurma, ne de cimrilik etme, orta bir yol tutma. (lem yüsrifû ve lem yakturû ve kâne beyne zélike kavâmâ. 25/Furkan, 67.)

Psikolojik olarak i’tidal, ne keşiş hayatı yaşama, ne de dünya zevklerine dalarak kaybolma; ruh kadar bedene de özen gösterme. Ne Hıristiyanların bedeni, kadını ve dünyayı hor gören manastır hayatı; ne doğu dinlerinin asetik (münzevî) yaşamı; ne tasavvufun uzleti ya da çilesi; ne de kapitalizmin lüksü, israfı/savurganlığı ve konforu; İslâm’ın orta yolu.

Efendimizin “Ben oruç da tutarım, yerim de; gece namazı da kılarım, uyurum da; eşlerimle de birlikte olurum. Benim sünnetim budur.”; Kitâb’ın “ümmeten vasatan” (2/Bakara, 143.) dediği tavır, hâl ve yaşayış.

Âyet devamında, böyle yaşayın ki, “insanlara şâhitler/önderler (gerçeğin tanıkları) olasınız. = litekûnû şühedâe alen’nâs.” der.

Keşişlikte de savurganlıkta da “hayat yoktur”; hayat, ruh ve beden dengesinde; çare İslâm’da.

Burada bedensiz ruhun; ruhsuz bedenin hiçbir kıymet-i harbiyesi yok; öteyi bilmiyoruz. Beden (de) Rabbin “İki Eli ile” yaratması = şekil vermesi (38/Sad, 75.); Ruh (da) O’nun üfürmesi = Nefesi. (15/Hicr, 29.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET