KOYUN ve KEÇİ

İki evcil hayvan; biri “uslu”!, öbürü inatçı.

Neden koyun ve keçi?

Tâ-Hâ, 18. âyette geçen “ğanem” kelimesi, koyun mu keçi mi? Biçok meal koyun, bir kısmı da davar diye çevirmiş.

Mûsâ (a.s.)’ın yaşadığı (çobanlık yaptığı) coğrafya koyun yetiştirmeye müsait bir coğrafya değil; dağlık, taşlık, engebeli bir arazi; burada bence koyun değil keçi yetişir.

Nereden bu kanıya vardım? Mûsâ (a.s.)’ın âsâsı ile taşa vurulup her bir kabile için 12 pınarın fışkırmasından; yine o âsâ ile davarlarına yaprak (muhtemelen meşe ya da çalı yaprağı) silkelenmesinden; ovada (düz arazide) meşe olmaz; meşe ve çalı, sert ve zor arazilerin (iklimlerin) ağaçlarıdır.

Zamanın İsrailoğulları da keçi gibi inatçıdır; âdetâ Mûsâ (a.s.)’a bir prova yaptırılmaktadır. İsrailoğulları koyun gibi olsaydı, söz dinlerler, kolay yönetilirler (güdülürler!) ve kendilerine gönderilen peygamberleri öldürmezlerdi.

Keçi, çook inatçı bir hayvandır; zor arazilere tırmanır, yeni filizlenmiş dalları kemirir, onlara yaşama = büyüme (filizlenme) imkânı vermez.

Bence, Hz. Mûsâ keçi çobanlığı yapmış; keçileri tanımış ve keçi gibi inatçı bir kavme Elçi olarak gönderilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET